Yorum Analiz

Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor?



Uzlet de insana huzur veren bir araç olarak görülürse kişinin zorunlu da olsa evde kalması, bir hapis cezasından ziyade manevî özgürlüğünü sağlayan bir ruhî yolculuktur. Her hayırda bir musibet vardır.

Prof. Dr. Ali SEYYAR'ın Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor? başlıklı makalesi...

Korona virüse karşı en etkili tedbirin kendini sosyal izolasyona tâbi tutarak yani toplumdan kendini tecrit ederek, salgın bulaşıcı hastalık tamamen yok olasıya kadar hayatı evde geçirmek olduğunu yetkili uzmanlar söylemektedir. Toplumdan belirli bir müddet için uzaklaşma gereğini uzlet olarak algılarsak, gönül terbiyemiz için önemli bir fırsat yakalamış oluruz. Bilindiği gibi gönül terbiyesi, riya, kibir, haset, kıskançlık, düşmanlık gibi kötü duyguları kalpten söküp atarak, onların yerine şükür, tevekkül, teslimiyet, sabır, şükür, kanaat ve muhabbet gibi güzel duygu ve hasletlerin kalp ve ruhta bütünüyle yer etmesini sağlamaktır. Bütün bu güzel duygularla kalbin ıslahı ve(ya) nefsin tezkiyesi mümkün olmakla beraber şuurlu bir Müslüman, manevî tekâmül yolculuğunda ilerlemeler kaydeder ve huzur bulur.

Bu anlamda uzlet de insana huzur veren bir araç olarak görülürse kişinin zorunlu da olsa evde kalması, bir hapis cezasından ziyade manevî özgürlüğünü sağlayan bir ruhî yolculuktur. Her hayırda bir musibet vardır. Korona virüse de bir de bu açıdan bakalım. Belki korona virüs, halktan ayrılıp, Allah’la (c.c.) baş başa kalmamız için manevî bir davetiyedir. Zaten insanlarla gereksiz yere fazla münasebet kurmak, kişiyi Hakk’ı düşünmekten alıkoymuyor mu? Halbuki uzlet, Müslümanı Allah’a yaklaştıran en etkili yollardan biridir. Onun için marifetullah ve muhabbetullaha talip olan bir kimse, zaman zaman uzlete çekilip, Yaratanı ile baş başa kalmayı arzu etmeli, fırsat buldukça evine sığınmalı ve Rabbine içtenlikle yönelmelidir.

Bu duygularla uzlete çekilen bir Müslüman, insanlardan uzak kalır, Hakk’a yakın olur ve sadece O’nunla ünsiyet kurar. Kalabalıklardan, boş insanlardan ayrılmayan, gönül dünyasını rehabilite edemez ve Allah’a vasıl olamaz. Hele hele etrafımızda akıllı, âlim, hoş ve takva sahibi kimselerle sohbet etme imkânı olmadığında insanlardan uzlet edip, ibadete ve kitap okuyarak tefekküre yönelmek, ruhu dinlendirmek için, çok güzel bir fırsattır. Madem toplumlar ve hükümetler, dertlerimize bir çare bulamıyor, o zaman bu küresel acziyeti idrak ederek, ihtiyacımızı Allah’a arz etmeliyiz. Halktan müstağnî olan ve özgürce Allah’a sığınan ve O’nunla beraber olan bir müminin gönül dünyası zengin olur.

Madem bütün memleket korona virüs tehdidi altında o zaman ehli dünya ile görüşmeyelim, hayatî zaruret olmadığı sürece ne dışarıya çıkalım, ne de devlet kurumlarının kapısına gidelim. Sormuyorsa kimse seni, üzülme tam aksine uzletin tadını çıkart. İbrahim bin Ethem hazretlerine niçin halktan bu kadar uzak duruyorsun diye sormuşlar. O da şöyle cevap vermiş: “Kendimden büyüklerin kibrinden, küçüklerin ahmaklığından, akranlarımın da hasedinden uzak durduğumdan beri kalbim rahat olup, kötülüklerinden kurtuldum.” Sokakta yaşlı insanlarla alay eden, onları mahcup duruma düşüren ahlâktan yoksun gençlerin terbiyesizliklerini görünce uzletin bazen ne kadar gerekli ve anlamlı olduğunu görmüş olduk.

O halde gönüllü olarak uygulamamız gereken sokağa çıkma yasağını, uzlete dönüştürelim ve bunu Allah’a bir ibadet vesilesi, huzur bulma sebebi ve ihlasa ulaşma yolu olarak görelim. Çünkü uzlette boş boş evde kendi başına oturmak yoktur. Uzlette günlük farz namazlarımızın ötesinde nafile namazlar var, Allah’ı zikretmek var, virtler var, tefekkür var, Kur’ân okumak var, dinî eserleri incelemek var. Zikrullah, yani Allah’ı zikretmek, irfan yolunun esası, ruhların gıdası, kalplerin nuru, Allah ile ünsiyet kurmanın ve O’na vuslatın vesilesidir. Kalpler, onunla her türlü kirden arınır ve salaha kavuşur. Tefekkürde ise Allah’ın yaratmış olduğu varlık âlemindeki nizam, intizam, hayır ve şerler üzerinde derin düşünme ve muhasebe vardır. Böylece gönlümüzde marifeti elde etmiş oluruz. “Bir saat tefekkür, bin yıl (nafile) ibadetten hayırlıdır.” hadisi şerifi hatırlayalım. Tefekkür sayesinde içinde yaşadığımız felaketlerin ihtar hikmetini anlama fırsatı bulabiliriz, nerede haksızlıklar yaptık, ne zaman zulmün karşısında sessizliğe büründük, hangi dostlarımızı kırdık, ölüme hazırlıklı mıyız gibi temel soruların karşısında vaziyetimizi yeninden belirleme şansını yakalamış oluruz.

Materyalist dünya görüşlerinin ve seküler hayat tarzlarının insanlarımızın akıl ve gönül dünyalarını sarstığı bir dönemde aniden ortaya çıkmış olan korona virüs, en azından ölüm gerçeğini, hayatın geçiciliğini ve inşallah Allah’ın kudretini hatırlatmış oldu. Yaşlı veya genç fark etmez akıllı ve bilinçli Müslümanlar, yapılması gereken bu manevî muhasebelerin ötesinde sokağa çıkma yasağını, uzlet açısından değerlendirmelidir. Uzlet, insanın insanlığını yani kulluğunu gerçekleştirme, fıtraten aslını bulma ve manevî yönden olgunlaşmak için ne güzel bir yolculuktur. Allah için yapılan ve gayesi de Allah’a ulaşmak olan manevî yolculuk, özgürlüğün ve hayatın ta kendisidir. Özetle, hayat eve sığar, uzlet huzur sağlar.



Share
  Tweet
Yorum Analiz
İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil

İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil



Bizi yoldan çıkarabilecek potansiyel taşıyan süfli arzulardan nefsimizi arındırmak için somut tedbirler almak, tüm müminlerin ortak sorumluluğudur. İffetli olmayı sadece hanımlara indirgemek, cahiliyenin özelliğidir.
Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz

Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz



Cahiliyeden ayrışma, Kur'an neslinin ve onun öncülüğünde ümmetin yeniden inşası düşüncesini 20. yy'da Müslümanların gündemine taşımış olan ve bunun tek yolunun da yeniden Kur'an'a dönmekle mümkün olduğu gerçeğinin altını çizmiş bulunan şehid Seyyid Kutub'u şehadetinin 54. yılında rahmetle anıyoruz.

"Asıl virüs ekranda"



Gençlere uyuşturucu ve LGBT sapkınlığını aşılama misyonunu üstlenen ABD merkezli dijital yayın platformu Netflix’in, toplumsal değerleri aşındırmak üzere kurguladığı son yapımı, “Aşk 101”e tepkiler gelmeye devam ediyor.
Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi

Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi



Sokağa çıkma yasağı kararı sonrası ortaya çıkan manzara kriz dönemlerinde kitlelerin psikolojisini tamamen göz ardı ederek “kuruyemiş, cips ve kola kuyruğuna girmiş şuursuz ve açgözlü güruhlar” şeklinde niteleyen trollerin söylemi etrafı kapladı.
‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’

‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’



Kültür, sanat ve edebiyat sitesi ‘Dünyabizim’de, M. Nihat Malkoç imzasıyla yayınlanan makalede, 'koronavirüsün, kapitalist sistemin maskesini düşürdüğü' vurgulandı.

"Zaman Siyasi Hesap Yapma Zamanı Değildir"



Koronavirüsü salgını sebebiyle oluşacak ekonomik sıkıntıların, tek elden yürütülecek çalışmalarla giderilmesinin zorluğuna işaret eden yazar Hamza Er, "zaman siyasi hesaplaşmalardan sıyrılarak insanlara el uzatma zamanıdır" dedi.
Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları

Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları



Yeni moda yaklaşımlarından biri de, bundan sonra tarihin “Koronadan Önce-Korona’dan Sonra” diye takvimlendirileceği. Bu yaklaşıma göre, karşı karşıya kaldığımız salgın dünyada öylesine büyük değişimlere yol açacakmış ki, 2020 bundan sonra yeni “Milad” olarak nitelendirilecekmiş.
Panikten Kurtulmanın Yolu

Panikten Kurtulmanın Yolu



Dr. Vehbi KARAKAŞ, "Korona Virüsü Kaynaklı Panikten Kurtulmanın Yolu" başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.
Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz

Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz



Ali Rıza Demircan Hoca, "Allah’ın kanunu olan ihtiyarlığın ömrün bereketli bir dönemi olabilmesi için yarınların ihtiyarları olan bugünün gençlerine de görevler düşmektedir." diyor.
Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı

Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı



Ramazan Yazçiçek Tevekkül konusunu gündeme aldı. İçerisinde bulunduğumuz şu günlerde yazı daha bir anlam kazanıyor.
Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları

Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları



“Çin’de ortaya çıkarak hızla dünyaya yayılan Kovid-19 salgınının yol açtığı sosyo-psikolojik durum, küreselleşme sürecinde risklerin öngörülemez ve tanımlanamaz bir niteliğe sahip olduğunu gösteriyor.”
Ayetullah Koronavirüs ve Duamız

Ayetullah Koronavirüs ve Duamız



Fevzi Zülaloğlu, Koronavirüs Salgınına karşı güzel bir Kur'an Duası yapıyor.
Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…

Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…



Corona virüsü, farkındalık oluşturdu bizim için… İnsan olduğumuzun farkına vardık…Allah’ın (cc) koyduğu nizam karşısında aciz olduğumuzun farkına vardık…
Yaşlılarımızın Görevleri

Yaşlılarımızın Görevleri



Ali Rıza Demircan Hoca, "İhtiyarlık da Bir Nimettir/Yaşlılarımızın Görevleri" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?

‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?



Evet kabul edelim ki “evde kal” maalesef bir orta ve üst sınıf çağrısı. 
“Evlerinizi Mabed Edinin”

“Evlerinizi Mabed Edinin”



Nitekim Yunus suresinin 87. âyeti, iki peygambere, Hz. Musa ve Hz. Harun’a hitap ediyor gibi görünürken, aslında hem indiği dönemin muhatapları olan Ashab-ı Kiram’ın hem de sonradan gelecek Ümmet-i Muhammed’in karakterlerini inşa ediyor…
Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?

Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?



Basketbolcu eşinin karnı burnunda salonda eşini desteklediği haberi üzerine bir mukayese yapan Hamza Er, Müslümanların halini sorgulayarak, "Müslüman kadınlar bu hayattan çekilirse, öğretmenlik, örneklik misyonlarını terk ederlerse neslin bozulmasından şikâyet etmeye hakkımız olacak mı?" diyor.
Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?

Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?



Hayrettin Karaman: 1949’daki anlaşma uyarınca Türkiye’deki eğitim politikasını ABD mi belirliyor? diye soruyor.
“Ama Mursi ve İhvan’ın Hataları Vardı!” diyen zavallılar

“Ama Mursi ve İhvan’ın Hataları Vardı!” diyen zavallılar



Ordu, sivil halkın ve siyasetçilerin üzerinden silindir gibi geçerken, devireni değil de devrileni eleştirmek, en hafif ifadeyle zulmü alkışlamak ve zalimin sırtını sıvazlamaktır.
Mısır'ın rüyası Mursi

Mısır'ın rüyası Mursi



Haşim Akın Muhammed Mursi ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Rüya deyince aklına Mısır’ın geldiğini ifade eden Akın, Mursi’nin vefatını, Peygamberlerden günümüze ülkede verilen mücadelelerin son halkası olarak görüyor.
Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?

Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?



“Okumakla olmuyor” derler, “yazmak da bir şey ifade etmiyor” diye sızlanırlar. Bu kişiler nezdinde “düşünmek” de beyhude kürek çekmeye benzer bir yorgunluktur. Hüseyin Akın Milli Gazete'de yazdı...
Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor

Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor



Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, yazısında AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi’nin “içki” çıkışını yorumlamış.
Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu

Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu



Yıldıray Oğur, “Atatürk”ü konu alan yazılı literatürü mercek altına aldığı yazısında Mustafa Kemal’in nasıl da bütün “en”leri şahsında toplayan şişirilmiş bir portre olarak betimlendiğine ve fütursuzca başvurulan yalanlara dikkat çekiyor.
Hayırlı Cumalar Sergisi

Hayırlı Cumalar Sergisi



İsmail Kılıçaslan'ın Türkiye'deki sosyolojik değişime dikkat çektiği yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!

Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!



Aile ve sosyal konulara sünnetullah çerçevesinde yaklaşım gösteren Sema Maraşlı kim ne der demeden gerçekleri dile getirmeye devam ediyor. Maraşlı bu yazısında da erken yaşta evlenip tecavüzcü deyip hapse tıkılan mağdur erkek ve eşlerini konu edindi.
Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?

Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?



Afganistan İslam Emirliği Taliban Hareketi’nin El İmarat-Cihad’ın Sesi adlı internet sitesinde ‘Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor’ başlıklı bir makale yayınlandı.
İnsan doğası İslam'ı ister

İnsan doğası İslam'ı ister



Allah insanlar arasından şeçip görevlendirdiği Elçileri/Peygamberleri aracılığıyla yasalar göndermiş, kodladığı güzelliklerin yaşanılmasını, çirkinliklerden de kaçınılmasını emretmiştir. Sorgulanacak insan Cennet’le nimetlendirilecek veya Cehennem ile azap edilecektir.
Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?

Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?



"Ankara Altındağ'da Yenidoğan semtinde oturan Emine Özdemir ve Levent Karakaya, 2006'da birbirlerine âşık oldu. Emine o zaman 15, Levent ise 18 yaşındaydı. Kızın yaşı küçük olduğu için aile evlenmelerine izin vermedi. Gençler birlikte kaçtı.
Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil

Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil



Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Saraybosna'da yaşadığı bir anısını kaleme aldığı yazısında, önemli bir noktaya işaret ediyor.
Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı

Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı



İslam dünyası toplumları, karşı karşıya bulundukları, temel-hayati-varoluşsal sorunları, ontolojik-epistemolojik derin bağımlılığı bir sorun olarak görmediği için, yanlış bilincin saltanatı ile kitleleri büyülemeye çalışıyor.
                             
Normal Görünüm