Kemal Songür
selam ile..
Değerli Mehmet Ali kardeşim, cezaevlerinde yaşanılan dramları ve hukuksuzlukları aktaran yazıların için teşekkür ediyoruz. Hele düşüncelerinden dolayı hapsedilen/kapatılan insanların durumu en hazin ve en acıtıcı olanıdır.
Alimlerin suskunluğundan bahsediyorsun, haklısın, suskunluğun mazereti yoktur, lâkin konuşacak olanlarında -kahır ekseriyetinin- ''fıkıh despotluğu'' üzerinden konuşacak olmaları ihtimali ayrı bir derttir, modern ceza sistemi insanı hayatın bütün alanlarından yalıtarak ve insanlıktan çıkararak hapsederken, klasik fıkıh anlayışı/algılayışı öldürmeye ayarlıdır, mürtedin katli vaciptir, namaz kılmayanın hükmü sürgündür-ölümdür konularında bile anlayışın bu olduğu v.s, cezai müeyyideler konusu bu günün alimlerin pek ilgi alanı değil maalesef.
''Kısasta sizin için hayat vardır'' ilahi uyarısı ve sınırlarının vahiy tarafından belirlenmesine rıza göstermek, cezai konuların hududullahla sınırlı tutulması ve bu sınırlara muarız olmayan insani cezaların yürürlüğe sokulması hem insani hem doğal olarak islami olanıdır hiç şüphesiz.
Hayatın her alanında olduğu gibi cezai müeyyideler konusu da Kur'an'ın gölgesinde çözülebilir olduğu gerçeği kabulü oranında zulümattan kurtuluş mümkün olabilsin.