Keşke
Mehmet Ali BAŞARAN


Keşke




Üç harfli, dört harfli, beş harfli örgütler…

Kimi İslam adına katlediyor, kimi Kürt halkı adına, kimi Devrim adına.

Konuşmak yok, güzel söz yok, davet yok, ikna yok, sevgi yok, merhamet yok.

Üç harfli, dört harfli, beş harfli örgütler…

O kadar harfi bir araya getiriyorlar lakin sevgili, saygılı bir cümle kuramıyorlar.

On yıllardır uğraşıyor, debelenip duruyorlar ve fakat bir güzellik inşa edemiyorlar.

Evet, bir yerlerde mağduriyetleri var, oradan haklılık da aldılar ama işte o kadar! Artık onlarla kafa göz yarıyorlar. Beyinleri ve yürekleri iğfal ediyorlar.

Kelimeleri önce zaaflarına, sonra riyakârlıklarına malzeme yaptılar. Bu malzemeleri, devasa depolara sığmıyor artık.

“En doğrusunu” biliyorlar, “tek doğrusunu” biliyorlar, her daim “en iyi” ve “tek geçerli” yöntemi ortaya koyuyorlar, insanları zorluyorlar, baskılıyorlar, sindiriyorlar, buruşturuyorlar, tehdit ediyorlar, öldürüyorlar ve nihayet üzerimize canlı bomba salıyorlar.  

İşte buraya kadar geldik. Aşağının da aşağısına…  

Daha çok can almak ve yakmak için kendini bombaya dönüştürmek. Çocuk, kadın, yaşlı veya değil, alakasız ve mümkün olduğunca sivil kalabalıkların içine dalarak savunmasız, suçsuz insanlara saldırmak, ölüm saçmak. Şahsi siyasi çıkarın yahut yeni ihalen için döktüğün kan, saçtığın korku ve nefretten iktidar devşirmek. Akşamki ziyafet için kasaptan kuzu eti almak gibi, yarın oturacağın pazarlık masasında elini güçlü tutmak için katliam koleksiyonundan dehşet ve tehdit almak.

İnsanların gözlerine, göze girmek için değil gözdağı vermek için bakıyorlar.

Keşke ölmeyi ve öldürmeyi değil yaşamayı ve yaşatmayı seçseler.

Keşke devirmeyi değil inşa etmeyi deneseler.

Keşke hayatın üzerine canlı bomba salmayı değil zulümlerin önünde canlı kalkan olmayı tercih etseler.

Keşke Umuda Yolculuk olsa hikâyelerinin adı, Umuda Tecavüz… Fatiha’ya Pusu… Barışa Suikast… Kardeşliğe Çelme…

Üç harfli, dört harfli, beş harfli örgütler…

Onlarca yıl, binlerce insan, dağlarca emek, milyarlarca saat, trilyonlarca lira…

Keşke bir hufuru mukattaa kadar soylu olabilseydiniz.  
 

Share
  Tweet
Diğer

Yargıda Reforma Ne Gerek Var?

Zorunlu askerlik kaldırılmalıdır

Cezaevi Ziyaretleri – 17 Alparslan Kuytul'u Ziyaret

İftira Hukuku

Art Niyetli Yargı

Asker Doğmayanlar

Türkiye ve Çürüme

Bir Roman Denemesi

Cezaevi Ziyaretleri (16)

Şiir Gibi Cami

OHAL’de Hakkını Arayabilir Misin?

Kapatılan İnsan

Suçsuzluğu İspat Çalışmaları

Cezaevi Ziyaretleri –15

Afiyet Olsun!

Cezaevi Ziyaretleri -14

Bu Ne Hâldir?

Bu Ne Hâl?

Cezaevi Ziyaretleri -13

Salim Kıyak’ın Suçu Ne?

15 Temmuz Dersleri

Dikkat Edin

15 Temmuz: Gece Ve Sabah

Yoldaki Mühendis

Ankara Yazı

Unutmak ve Hatırlamak

Cezaevi Ziyaretleri -9

Cezaevi Ziyaretleri Eksi Bir

Beraat

Bir Mursi Yanlısı

                             
Normal Görünüm