IŞİD’i gösterip İhvan’ı vurmak
Ahmet VAROL


IŞİD’i gösterip İhvan’ı vurmak




Dünkü yazımızda cuntanın normalde İhvan’la ilgisi olmayan olayları İhvan’a karşı savaşında kullanacağına dikkat çekmiştik. 

Bu yazıyı yazmamızın üzerinden fazla zaman geçmeden cunta askerlerinin Kahire’nin 6 Ekim semtinde bir evi basarak İhvan’ın ileri gelenlerinden 9 kişiyi vahşice katlettikleri haber verildi. Baskın düzenleyen katiller, evden kendilerine ateş edildiğini o yüzden karşılık verip dokuz insanı topluca katlettiklerini ileri sürdüler. 

Oysa baskıncılara içeriden ateş edildiği iddiası tamamen saçma ve katliama kılıf amaçlıydı. Öldürülenlerin yakınlarının verdiği bilgiye göre cunta zindanlarında tutulanların ailelerine yardım için Ramazan’da kampanya düzenlenmesi konusunda toplantı yapılıyordu ve katılanların hiçbirinde silah yoktu. 

Asıl amaç ise idamların yargı aşamasını devreden çıkararak Müslüman Kardeşler’e karşı yürütülen savaşta hareketin ileri gelenlerini yargısız infazlarla tasfiye işini hızlandırmaktı. 

Cunta, bunu yapabilmek için çeşitli taktiklere başvurdu. Sina’da daha önce gerçekleştirilen şüpheli baskınlar ve saldırılar İhvan karşıtı savaşın yargı aşamasını devreden çıkarmayı amaçlayan stratejinin bir parçasını oluşturuyordu. Cuntanın bu konudaki oyunlarını ve stratejisini gazetemizde 6 Şubat 2015’te yayınlanan “Sisi cuntasının Sina oyunları” başlıklı yazımızda ayrıntılı ele almıştık. Bu yazımızı kişisel web sitemizden (www.vahdet.info.tr) okuyabilirsiniz. 

Ancak İhvan, cuntanın stratejik savaşına gerekçe yapmak istediği eylemlerle ilgisinin olmadığını ve bunları onaylamadığını yaptığı açıklamalarla gayet açık bir dille ortaya koydu. Cunta ve onun hesabına tamamen iftira kaynaklı kara propaganda yürüten medya, Sina olaylarını aynı zamanda Filistin direnişini karalamak amacıyla değerlendirmek istedi. Oysa bu olaylarla Filistin direnişi arasında irtibat kurulmasını sağlayacak hiçbir müşahhas delil yoktu. Gerçekte dayandıkları tek şey eylemleri üstlenen örgütlerden birinin kendini Ensaru Beytilmakdis (Kudüs’ün Yardımcıları) diye adlandırmak suretiyle adına “Beytulmakdis” ibaresini koymuş olmasıydı ki bu da bir oyundu. Bu oyunun sadece Sina’daki karanlık olaylarla isminden yararlanılan örgütün değil İslam ve Müslüman toplumlar aleyhine yürütülen stratejik savaşa malzeme oluşturmak amacıyla piyasaya çıkarılan pek çok örgütün isimlendirilmesinde oynandığı biliniyor. 

Fakat Sina’daki oyunları tutmasa da cunta özellikle başsavcı Hişam Berekat’a karşı düzenlenen suikast eylemini tamamen İhvan’a karşı yürüttüğü savaşa dayanak yapma konusunda kararlı olduğunu ortaya koydu. Cunta lideri Sisi’nin başsavcının cenaze töreninde yaptığı açıklama bunu gösteriyordu. 

Başsavcı suikastının sıcaklığı sürerken Sina’da askeri noktalara baskınlar düzenlenmesi ve onlarca askerin öldürülmesi stratejik savaş için güçlü bir dayanak oluşmasını sağladı. Eylemleri her ne kadar IŞİD bağlantılı örgüt üstlendiyse de baskınları başsavcı cinayetiyle birleştirerek değerlendirme, dolayısıyla bu kez IŞİD gösterip İhvan’ı vurma imkânı vardı. 

Cuntanın bütün bu olaylardan iki stratejik hesap için yararlanmak istediği görülüyor. Birincisi, yargı yoluyla yürütülen savaşın fiili bir tasfiyeye dönüştürülmesi işini hızlandırmaktır. Çünkü her ne kadar göstermelik mahkemeler yoluyla binden fazla insan hakkında idam kararı verilmiş olsa da cunta bu kararları infaz işlemlerinin içeride ve uluslararası alanda tepkilere neden olacağını düşünüyordu. Cunta liderinin, başsavcının cenaze töreninde idam kararlarını infaz işini hızlandıracaklarını vurgulayarak “bizi öldürenleri biz de öldüreceğiz” demesi bu niyeti açığa çıkarıyordu. Başsavcı cinayetiyle İhvan arasında herhangi bir irtibat kurulmasını sağlayacak delil olmaması önemli değildi. Sadece varsayım irtibatı kurulması ve “bu, olsa olsa intikam cinayeti olabilir” fikrinin zihinlere işlenmesi yeterli görülüyordu. 

İkinci stratejik hesap ise tasfiye işinin hızlandırılması için yargı sürecini tamamen devreden çıkararak yargısız infazlar gerçekleştirmektir ki olayların sıcağında Kahire’de gerçekleştirilen katliam buna örnektir.

IŞİD’i gösterip başka hedefleri vurma stratejisi Suriye’de de çok bariz bir şekilde izleniyor. Suriye’de bu stratejik savaşın son örnekleri üzerinde ayrıca durmak gerekiyor. 
Yeni Akit 

Share
  Tweet
Diğer

Sormak ve söylemek

Koronavirüsün insafa getiremedikleri

Düşünce Özgürlüğü ve Hakaret

Geleceğe Yatırım Girişimi (FII)

Mescidi Aksa İçin Öfke Cuması

İslâm âleminde darbeler

Suriyeli Mültecilere Saldırılar

Nekbe’nin 69. yıl dönümü

Çağdaş Avrupa barbarlığının çocuk gaspı

Sisi yargısı Hüsni’yi beraat ettirdi

Astana görüşmeleri

Filistin Direnişi haklı ve meşrudur

Slogan kalpazanlığı

ABD seçimleri

Ürdün seçimleri öncesi şartlar

Halep’te ateşkes yine oyun

Bölgesel ve küresel vahşetin ortak savaşı

Suriye’deki muhalefet ne istiyor?

2016’da Filistin

“Arafat’ın katili belirlendi”

Katliamlar silsilesi

ABD tehdidi IŞİD tehdidinden büyüktür

Camp David’deki Körfez-ABD Zirvesi

Danışıklı dövüş olmasın!

Filistin Esirler Haftası

Mısır devriminin yıl dönümü

Düşünce Özgürlüğü Sahtekârlığı

Abbas Sözünde Duracak mı?

İslâm dünyasından notlar

IŞİD’li Strateji

                             
Normal Görünüm