Etkinlikler

Bahadır Kurbanoğlu'ndan, "Gençlik ve İdeal Tavır" sunumu



AKMER Sabikun Gençlik Çalışmasının düzenlediği ve Yazar- TV Programcısı Bahadır Kurbanoğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı "Gençlik ve İdeal Tavır” konulu söyleşi İstanbul Kağıthane Kütüphanesinde gerçekleştirildi.

Her ayın son Cumartesi günü gerçekleşen programların bu ayki konuğu Yazar- TV Programcısı Bahadır Kurbanoğlu oldu. Bahadır Kurbanoğlu’nun "Gençlik ve İdeal Tavır" konulu sunumu ilgiyle takip edildi.
Söyleşi Sabikûn Gençlik Çalışması adına Muhammed Altun’un selamlama konuşmasıyla başladı. Muhammed Altun, “gençlik bir toplumun tohumudur, gençlik bir toplumun umududur, gençlik bir toplumun kalkış noktasıdır. Bizler, bu duyarlılığı kazanabilme ve çevremize hissettirebilme adına bu dönem söyleşiler serisi düzenlemeye karar verdik. İnşallah her ay birbirinden önemli konu ve konuklarımızla sorunlarımızı ve sorumluluklarımızı konuşabildiğimiz söyleşilerimize siz kardeşlerimizi bekliyoruz.”diyerek Yazar- TV Programcısı Bahadır Kurbanoğlu’nu kürsüye davet etti.

 

Bahadır Kurbanoğlu, politik bir kesit olarak “gençlik” mefhumunu değerlendirdi. İnsan hayatında gelişen olaylara biraz daha cesurane, biraz daha safiyane yaklaşılan dinamik bir dönem olarak gençliğin mütemadiyen önemini koruduğu vurgusu ile sözlerine başlayan Kurbanoğlu, modern dönemde bir gençlik algısının oluşturulduğunu söyledi.

Kurgulanan bu gençlik algısının ideolojiler tarafından kütlesel gösteri malzemesi olarak kullanıldığını belirten konuşmacı küresel sistemin gençliğe “kullanışlı aptallar” olarak baktığını ifade etti. Bu politikanın bilhassa faşist ideolojilerce uygulandığını, Türkiye’de ise Kemalizm tarafından benimsendiğini aktaran Kurbanoğlu, “milliyetçiliğin oluşması ve yükselişi ile gençlik yoğun vurgu yapılan bir olgu olmuştur” dedi. Resmi ideolojiye ait eğitim müfredatının gençliğin dönüşümünde etkin rol oynadığını belirten Bahadır Kurbanoğlu, sistemin gençlik politikalarının iyi tahlil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Sistemin oluşturduğu gençlik algısının yanıltıcılığına dikkat çeken konuşmacı, bugün genç olarak ifade edilen yaş aralıklarındaki insanlara Peygamber zamanında yetişkin muamelesi yapıldığını, 17-18 yaşındaki insanlara komutanlık gibi görevler verildiğini hatırlatarak Müslümanların mevcut durumdan farklı bir gençlik tasavvuru olması gerektiğini söyledi.

Politik bir figür olarak gençliğin genel politik tavırlarla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bahadır Kurbanoğlu, sistemle birlikte Sol-Sosyalist grupların da yanlış bir gençlik algısının oluşmasında rol oynadığını söyledi. Sol-Kemalizm’in gençlik mefhumunu ajitatif bir şekilde kullandığını örneklerle açıklayan konuşmacı, muhalifliğe başlı başına bir değer olarak anlam yüklenmesini eleştirdi ve abartıdan uzak, adil bir tavır geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Gençlik açısından iki tehlikenin baş gösterdiğini söyleyen Kurbanoğlu, bu iki tehlikeyi şu şekilde tanımladı: “İlki, belli bir felsefi ve bilimsel bilgi elde etme çabasının en başta konulan hedefleri -eğer varsa- saptırmasıdır. Bu, hayata meydan okuma eylemini gerçekleştirebilmek için, belli bir birikime akademik ya da sivil her ne yolla olursa olsun ulaşma çabasıdır. Genç bu yöntemi, belli bir uzmanlaşmaya kavuşma ve bu uzmanlaşmayı kitleler üzerinde hegemonya oluşturmada kullanma metodunu düstur edinmiş olan seleflerinden alır. Henüz hayat merdiveninin ilk basamağında, hayatı tüm boyutlarıyla sorgulama ve belli ölçüde tatma eylemi gerçekleşmeksizin genç kendini bu dairenin içinde bulur. İkinci tehlike ise, felsefi ve bilimsel bilgi birikimi elde etme tavrının, çoğunlukla karşılaşılan kötü örnekler, hatta örneksizlikler karşısında, tamamen terkedilmesi ve sloganik hayat düsturlarıyla, sonunda insanı tamamen düşünsel ve eylemsel atıllığa götüren ve ayakları yere basmayan bir tavrın sergilenmesidir.”



Gençliğin, bu iki hata türünden, yani entelektüelizm saplantısı ve atıllığın kendisini savuracağı amaçsızlıklar girdabından kurtulabilmek için öncelikle bireysel olarak çok ciddi bir biçimde fıtratın sesine kulak vererek hayatın anlamını sorgulaması gerektiğini belirten Bahadır Kurbanoğlu, bunu Müslüman birey ve gençlik açısından düşündüğümüzde, önemli ölçüde avantajlara sahip olduğumuzu iddia etti.

Bahadır Kurbanoğlu bu iddiasını şu sözlerle açıklamaya çalıştı: “Bu avantajların en başında kutsal referansımız, Allah'ın (c) vahyi Kur'an gelmektedir. Hayatın her safhasında önümüze çıkan zorlukların aşılması, hayatı doğru okumaktan geçeceği gerçeği ve Kur'an'a soru sorma ve ondan cevap alma eylemleriyle yakından ilintilidir. Eğer gençlik olarak bu, daha en baştan yapılması gereken bir sorumluluk olarak addedilmezse, bizi bekleyen sorunları aşmak daha zor ve meşakkatli bir hal alacak, sözünü ettiğimiz iki tavırdan birine gömülmek kaçınılmaz olacaktır.”

Konuşmasında “o halde ne yapmak lazım” sorusuna da cevap arayan Bahadır Kurbanoğlu özellikle şu üç sorunun cevaplanması gerektiğini söyledi:

1- Atıl mı kalacağız?
2- Bize belli bir statü ve konum kazandıracak olan hegemonik bilginin olmazsa olmaz cinsinden peşinde mi koşacağız?
3- Yoksa Kur'an'ın bize biçtiği vasatlık içerisinde bir yol mu tutacağız?

İlk iki soru ve sorunun baskıcı süreçlerde, genelde dayatmaların bir sonucu olarak karşımıza çıktığını belirten Bahadır Kurbanoğlu, “O halde öncelikle birinci sorunu tanımlamamız ve sınırlarını çizmemiz gerekmektedir. Kur'an'da bulamadığına felsefi ve bilimsel bilgi yoluyla ulaşmaya çalışan genç acaba ne aradığının farkında mıdır? Kur'ani bir tavır içerisinde olup olmadığını kendisine sormuş mudur? Eğer sormuşsa, kimliğini ve konumunu doğru bir biçimde tanımlamış mıdır? Ve bu tavır alışıyla umduğunu bulabilecek midir?” dedi.

Konuşmasına seçkin alıntılarla devam eden Bahadır Kurbanoğlu, ilk olarak Tolstoy'dan şu alıntıyı yaptı:

"Ne bilim, ne de felsefe, insanın kâinatla ilişkisini kuramaz, çünkü bu ilişki hangi felsefe veya bilim olursa olsun başlamadan önce kurulmuş olması gerekir... Bir kişinin, kendisini kuşatan kâinatla veya onun menşeiyle ilişkisini anlaması için ne felsefi, ne de bilimsel bilgiye (şuura ayak bağı olan bilgi yığınına) ihtiyacı yoktur. Onun ihtiyaç duyduğu bir an için dünyanın geçiciliklerinden ve hiçliklerinden feragat etmek ve kendisinin maddeten acizliğinin ve hakikatinin şuuruna varmaktır.”

Aynı konuya Ali Şeriati’nin de benzer şekilde yaklaştığını belirten Kurbanoğlu, Ali Şeriati’nin şu sözlerini dinleyenlere aktardı:

"Peygamberler, ne kalıplaşmış toplumsal göreneklerin kölesi, ne de filozoflar, sanatçılar, ruhbanlar, din adamları ve bilim adamları gibi zihni kavramların tutsağı olmuş, ne de bilimsel keşifler ve iç dünyanın sezgi ve buluşları arasında boğulmuşlardır."

Bahadır Kurbanoğlu, bilimsel bilginin peşinde koşma tavrının yol açtığı garipliklerde yaşamaya mahkûm olmuşlarla ilgili olarak Tolstoy'un şu tespitinin de ibret verici olduğunu söyledi:  "Hiç kimse dinin, ahlakın ve hayatın özünü ve hakiki anlamını kavramada bilim adamlarından daha aklı karışık bir vaziyette değildir..."



Müslüman genç açısından bu iki yönelimin bir sebebinin de iktidara endeksli'din' anlayışı olduğunu vurgulayan Bahadır Kurbanoğlu, bu ıslah edilmeden, bireyin her türlü sapmayı, yaşanan şartların reel bir karşılığı olarak meşrulaştıracağını ya da meşrulaştıranlara meyledeceğini ifade etti.

İktidar mekanizmalarını eleştirmekle,'her ne pahasına olursa olsun iktidar olma' arasındaki ince farkı kavrayamayan müslüman gencin ister istemez burada da belli bir zihinsel sapmaya uğradığını anlatan Kurbanoğlu, bu zihnin uzun soluklu mücadelenin nimetlerini kavramaktan aciz kalacağının altını çizdi.

“Eğer kendi sorunlarımızı, Kur'an perspektifinde ve hayatın yoğunlukları içerisinde görebilir ve bu sorunları, sorun olarak görmeyenleri pratik anlamda olmasa bile zihinsel anlamda dışlayabilirsek, kendi kimliğimizin sınırlarını çizmiş ve bunun sürekliliğini ikame etmenin ilk adımını atmışızdır” diyen Bahadır Kurbanoğlu, kimliğimizin bizi tanımlayan ve toplu örnekliğimizi belirleyen yegâne öğe olduğunu söyleyip, eğer bu kimliği koruma ve yaşatma iradesini serdedemezsek, zaten biz olmaktan çıkacağımız endişesini dile getirdi.

Bahadır Kurbanoğlu, üzerine, yaşanan gerçeklikler içerisinde üretilmiş batıl unsurların bulaşmadığı bir kimlikte buluşmak yegâne hedefimiz olsun. Diyerek sözlerini sonlandırdı.

Program, Bahadır Kurbanoğlu ve Bülent Gökgöz’ün emekleriyle hazırlanmış olan “İskilipli Atıf Hoca” kitabının katılımcılara hediye edilmesi ve soru cevap katkılarıyla sona erdi.

Share
  Tweet
Etkinlikler
Ramazan Ayı Bize Neler Hatırlatıyor?

Ramazan Ayı Bize Neler Hatırlatıyor?



AKMER-Aksa İlim ve Davet Merkezi kurucusu Hamza Er Ramazan Ayı münasebetiyle Ramazan Ayının bize neler hatırlattığına değiniyor.

"Lokman Suresi Işığında Müslüman Şahsiyet"



Hamza Er, AKMER'in aylık söyleşilerinin altıncısında "Lokman Suresi Işığında Müslüman Şahsiyet" konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Ümmetin Sorunları ve Çıkış Yolları - Kemal Songür

Ümmetin Sorunları ve Çıkış Yolları - Kemal Songür



Sayın Kemal Songür'ün AKMER'de gerçekleştirmiş olduğu sunumun videosunu istifadenize sunuyoruz.
Aliya, adaletin izdüşümüydü

Aliya, adaletin izdüşümüydü



Vefatının 15. sene-i devriyesi münasebetiyle Aliya İzzetbegoviç, Elazığ Belediyesi tarafından düzenlenen bir sempozyumla anıldı. Zeynep Yücel’in etkinlik haberi.
Siyonist israil'in katliamları protesto edildi.

Siyonist israil'in katliamları protesto edildi.



Özgür düşünce ve eğitim hakları derneği Özgür-Der’in çağrısıyla Levent metrosu önünde toplanan kalabalık siyonist elçilik önüne doğru yürüyüş gerçekleştirdikten sonra elçilik önünde basın açıklaması yaptı.
Selçuklular: Anadolu'nun İslamlaşması

Selçuklular: Anadolu'nun İslamlaşması



İzmir’de faaliyet göstermekte olan Özgün-Der’in 2017-2018 seminerleri devam ediyor. Özgün-Der’in bu haftaki konuğu, Özgün-Der yönetiminden Kemal Songür idi.
Hayırseverlerden 1 milyon Kur'an-ı Kerim bağışı

Hayırseverlerden 1 milyon Kur'an-ı Kerim bağışı



Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfınca başlatılan "Hediyem Kur'an Olsun" kampanyası kapsamında 16 dilde hazırlanan yüz binlerce Kur'an-ı Kerim, Asya, Afrika ve Güney Amerika'da bulunan 47 ülkedeki Müslümanlara hediye edildi.
Emeviler I: Hilafetten Saltanata Geçiş

Emeviler I: Hilafetten Saltanata Geçiş



Özgün-Der’in İslam Tarihi üzerine düzenlemekte olduğu seminerlerin bu haftaki konuğu, Yakup Döğer idi.
Kudüs'e Kandil Ol

Kudüs'e Kandil Ol



Müslümansızlaştırılan şehirlerin başında Kudüs geliyor.
Hz. Osman: Genişleyen Sınırlar ile Gelen Yeni Sorunlar’

Hz. Osman: Genişleyen Sınırlar ile Gelen Yeni Sorunlar’



İzmir’de faaliyet göstermekte olan Özgün-Der’in 2017-2018 seminerleri devam ediyor. Özgün-Der’in bu haftaki konuğu, Mehmet Gültekin idi.
Kudüs için İstanbul meydanlardaydı

Kudüs için İstanbul meydanlardaydı



İstanbul’da bugün halk Kudüs için meydanlardaydı. Fatih Camii önünde  toplanan onbinler Cuma namazı sonrası Saraçhane’de kurulan miting alanına doğru yürüdü.
Esan Gül, Gençliğin Kimlik Oluşumunu anlattı

Esan Gül, Gençliğin Kimlik Oluşumunu anlattı



AKMER Sabikun Gençlik Çalışmasının düzenlediği ve Uzman Psikolog-yazar Esan Gül’ün konuşmacı olarak katıldığı "Gençliğin Kimlik Oluşumu’’ konulu söyleşi İstanbul Kağıthane Kütüphanesinde gerçekleştirildi.
İzmir Özgün-Der 2017-2018 programlarına başladı

İzmir Özgün-Der 2017-2018 programlarına başladı



İzmir'de faaliyet göstermekte olan Özgün Der, 2017-2018 yılı seminerlerinin ilkini Zeynel Şenay’ın sunumu ile gerçekleştirdi.

"Nesne değil özne, yönlendirilen değil yön veren gençlik"



Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in Gençlik Çalışması olan Sabikûn Gençlik 2017-2018 döneminde Aylık Söyleşiler düzenliyor.
İHH Arakan’da 270 bin kişiye yardım ulaştırdı

İHH Arakan’da 270 bin kişiye yardım ulaştırdı



İHH İnsani Yardım Vakfı, Arakan’daki krizin başladığı 24 Ağustos tarihinden bugüne kadar 270 bin Arakanlıya yardım malzemesi ulaştırdı.
Kemal Songür Araf Suresi 156-171. Ayetler

Kemal Songür Araf Suresi 156-171. Ayetler



İzmir'de faaliyet göstermekte olan Endülüs-Der'in davetlisi olan sayın Kemal Songür, Araf Suresi 156-171. Ayetlerin sunumunu yaptı.
Kıssalar nedir, neden var, nasıl anlamalıyız?

Kıssalar nedir, neden var, nasıl anlamalıyız?



İzmir'de faaliyet göstermekte olan Endülüs-Der'in davetlisi olan sayın Kemal Songür, Araf Suresi 103-126. Ayetler arasında yer alan Hz Musa (as) kıssasını işledi.
İHH 25 yıldır Ümmete kurban

İHH 25 yıldır Ümmete kurban



İHH geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda sizlerin desteğiyle 89 ülkedeki 1.726.200 ihtiyaç sahibine 43 bin kurban hissesi ulaştırmıştı. Dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca ihtiyaç sahibine ulaşmak için her yıl olduğu gibi bu Kurban da yola çıkıyoruz. Siz de kurban hisselerinizi bu iyilik kervanına katabilirsiniz.
38 Ülkede 55 bölgede Kurban çalışmaları

38 Ülkede 55 bölgede Kurban çalışmaları



Kurbanlarımızla Kardeşlerimize Gidiyoruz’ sloganıyla bu Kurban bayramında da vekalet yoluyla bağışlanacak kurbanlar dünyanın dört bir yanında kesilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak.
LYS Puanınız 4 yıllık hangi üniversiteye yetiyor?

LYS Puanınız 4 yıllık hangi üniversiteye yetiyor?



ÖSYM 2017 LYS sonuçlarını açıkladı. İşte LYS puanıyla alan 4 yıllık üniversiteler ve bölümlerin puanları.
STK’lardan Hükümete Mülteci Çağrısı

STK’lardan Hükümete Mülteci Çağrısı



Çok sayıda sivil toplum kuruluşu, Türkiye’de yaşayan mültecilerin güncel sorunlarını 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyunun ilgisine sundu.
Kur'an da Evlilik, Nikah ve Aile Kavramları

Kur'an da Evlilik, Nikah ve Aile Kavramları



Endülüs-Der’in davetlisi olarak bir sunum gerçekleştiren Kemal Songür, Kur’an’da Evlilik, Nikah ve Aile kavramlarını anlattı.
AKMER'in toplantısında çocuklarımız umut verdi

AKMER'in toplantısında çocuklarımız umut verdi



Aksa İlim ve Davet Merkezi AKMER'in 4. Tanışma ve Değerlendirme Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti. İlim ve davet halkalarının mensupları, gönüllüler ve yakın çalışma grubu temsilcilerinin katıldığı program ilgiyle takip edildi. Özellikle çocukların gösterileri gelecek adına umut vericiydi.
Hamza Er

Hamza Er "Ramazan ve Kur'an" ilişkisini anlattı



İyinesil Kardeşlik Derneğinin "İslâmi Tasavvurun Gelişimi" üst başlıklı seminerler dizisinin Mayıs ayı konuğu İstanbul’dan AKMER kurucusu yazar Hamza Er oldu. Dernek salonunda yapılan programda Ramazan ayının yaklaşması sebebiyle "Kur’an ve Ramazan" konuşuldu.
İyinesil Kardeşlik Derneği'nde

İyinesil Kardeşlik Derneği'nde "Ümmet Bilinci" konuşuldu



İyinesil Kardeşlik Derneğinin "İslâmi Tasavvurun Gelişimi" üst başlıklı seminerler dizisinin Nisan ayı konuğu İzmir-Özgünder'den Kemal Songür oldu. Dernek salonunda yapılan programda "Ümmet Bilinci ve İhtilâf Ahlakı" konuşuldu.
Üç soru: Neden, Niçin, Nasıl yaşamalıyız?

Üç soru: Neden, Niçin, Nasıl yaşamalıyız?



İzmir Endülüs Vakfı'nda Kıyamet Suresi'nin 20-40. ayetlerini tefsir eden Kemal Songür, genelde bütün insanların, özelde ise Müslümanların cevaplaması gereken üç soruyu gündeme getiriyor.
İdlib'teki kimyasal saldırı Akhisar'da kınandı

İdlib'teki kimyasal saldırı Akhisar'da kınandı



Akhisar'da sivil toplum kuruluşları, Suriye'nin İdlib kentindeki kimyasal silah saldırısını kınadı.
Müslümanların Sorumluluk Bilinci

Müslümanların Sorumluluk Bilinci



İstanbul Kağıthane’de faaliyet göstermekte olan AKMER’in davetlisi olarak bir sunum yapan İzmir Özgün-Der Başkanı sayın Hamza Akdeniz, Müslümanlara önemli hatırlatmalarda bulunuyor.

"Tercihlerimiz Ahiretimizi Belirler"



İstanbul Alibeyköy'de faaliyet gösteren İDA-DER'de aylık sohbetler dizisinin Mart ayı konuğu AKMER Kurucusu, Araştırmacı-Yazar Hamza Er'di. Hamza Er "Ahiretimizi Belirleyen Tercihlerimiz" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Eynesil'de Kurucu İslami-Siyasi İrade konuşuldu

Eynesil'de Kurucu İslami-Siyasi İrade konuşuldu



Giresun Eynesil'de faaliyet gösteren İyinesil Kardeşlik Derneği "İslâmî Tasavvurun Gelişimi" üst başlıklı 2016-2017 eğitim seminerleri devam ediyor. Seminer dizisinin dördüncüsü Eğitim İlke-Sen genel başkanı,Eğitimci Ahmet Örs'ün katılımıyla yapıldı.
                             
Normal Görünüm