Yazarlar

Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi tetikçilerin durduğu yere mi yerleştirdi?



“Tamam, anladık diyelim, Tayyip Bey İslamcılar'a tavır koydu, haddini bildirdi; peki, AK Parti'yi nereye yerleştirdi Tayyip Erdoğan? Cem Küçük'ün, Fuat Uğur'un, Rasim Ozan Kütahyalı'nın durduğu yere mi?” Kaynak: Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi Tetikçilerin Durduğu Yere mi Yerleştirdi?

“İslamcılar AK Parti’den tasfiye edilsin” korosunun muhataplarından biri olan Ahmet Taşgetiren, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hindistan dönüşünde sarf ettiği açıklamaları değerlendirdi.

Ahmet Taşgetiren’in Star gazetesinin bugünkü nüshasında (04.05.2017) kaleme aldığı konuyla ilgili yazısı şöyle:

 ‘Sırat-ı Müstakim’

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan dönüşünde gazetecilere “Ak Partiyi destekleyen yazarlar arasındaki tartışma”nın sorulması üzerine şunları söylüyor:

“İslamcı olanlar atılıyor, İslamcı olmayanlar getiriliyor' deniliyor. Bir siyasi partinin çalışmalarında, İslamcı olmak ya da olmamak şeklinde bir ayrım yapmak zaten yanlış. Biz tekkeye mürit aramıyoruz ki.”

Hemen balıklama atlayan bir çevrenin yorumu şu:

- Tayyip Erdoğan İslamcılara resti çekti.

- Ahmet Taşgetirenbaşta, bütün İslamcılar haddini bilsin.

Öyle mi yapalım, haddimizi bilip, Ak Parti ile ilgili ahkam kesmekten vaz mı geçelim?

Ak Parti'nin benim değerlerimi taşımadığına mı inanalım?

Tayyip Bey kendi yolunu “Sırat-ı müstakim” olarak niteliyor, ben de kendi yolumu “Sırat-ı müstakim” olarak niteliyorsam, “Sırat-ı müstakim”lerimizi mi farklılaştıralım?

Tamam, anladık diyelim, Tayyip Bey İslamcılar'a tavır koydu, haddini bildirdi, peki Ak Parti'yi nereye yerleştirdi Tayyip Erdoğan? Cem Küçük'ün, Fuat Uğur'un, Rasim Ozan Kütahyalı'nın durduğu yere mi?

Ak Parti'nin 16 yıllık yolculuğu da bu muydu?

Ak Parti'ye tam da bunun için mi kapatma davası açılmıştı?

Tayyip Erdoğan'a sistemin koyduğu rezerv onun kimliğinden ve o kimlik içinden doğan politikalardan başka sebeplerle miydi?

Çok şey söylenebilir ama önce bazı şeyleri yerli yerine oturtmak gerekiyor.

Tayyip Erdoğan, partiye katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada tam bir reel-politik değerlendirmesi yaptı, şöyle dedi:

“Yüzde 51.4 Ak Parti oyu değildir, ama şunu da söyleyeyim, yüzde 48.6 da bir CHP oyu değildir. Onun için kimse kimseyi aldatmasın, önümüzde yerel seçimler var, inşaallah 2019 Kasım'ında parlamento ve başkanlık seçimi var. Orada her şey daha net ortaya çıkacaktır.”

Bu sözlerin anlamı ne?

Herkes özellikle başkanlık seçimi için, farklı eğilimlerin bir araya gelmesinin gerekliliğini biliyor. Bu gereklilik yerel seçimler için de hayati önem taşıyor.'Evet'lerin sadece Ak Parti oyları olmaması da bu yüzden, “Hayır”ların sadece CHP oyları olmaması da bu yüzden. Belli Tayyip Bey, 2019'a kadar “Evet”lerin kendi adaylığını destekleyici istikamette gitmesini isteyecek, hatta rakamların bu riskli alandan çıkıp yükselmesine çalışacak ve belli ki onun başkanlığına karşı çıkanlar da öncelikle yüzde 48.6'yı bir arada tutmaya, sonra da onu yüzde 50'nin üzerine çıkarmaya çalışacak.

Hesap çok kolay değil.

Tayyip Bey'in avantajı var.

Karşı cenahın birlikteliğini sağlamak ise çok zor. En başta aday belirleme safhasında ciddi farklılaşma ihtimali bulunuyor. Sonrasında ideolojik farklılaşma ihtimali çok yüksek. Onun belirtileri de şimdiden görülüyor.

Ancak, Ak Parti cenahında açılan tartışma da, hayra alamet değil. İslamcılık tartışması, durduğu yerde dondurulacak bir nesne gibi görünmüyor.

Şöyle bir soruyu bence herkes ciddiye almalı:

- Ak Parti'de ideolojik bir ayrışma mı yaşanıyor?

Bu ayrışma Anavatan'da yaşandı, hatta Adalet Partisi'nde yaşandı. Anavatan'daki türbülans acaba İstanbul'da bayan Özal'ın liberaller safında inisiyatif alması ile mi başlamıştı?

Demirel “Siyasi hayatımda en büyük hata, sonradan Demokratik Parti'yi kuracak olanların kopmasını önleyecek adımları atmamaktır” demişti.

Ak Parti'de yaşananları herkes bir kere daha düşünmeli.

Ben, Refah'a “kitleleri kucaklayan bir siyaset” önerisinde bulunurken o zaman “Ne yani Refah'ı kitle partisi yapıp dejenere olmasının yolunu mu açmak istiyorsun?” diye tepki görmüştüm.

Ak Parti'nin “İslamcı” bir parti olarak çıkmasını hiçbir zaman önermedim. Geniş kitlelerin kucaklanmasını zaruri gördüm. Ama bu hareketin bir “misyon”unun bulunduğu da öndeki bütün simalar tarafından tekrarlanarak geldi.

Daha birkaç gün önce Hayreddin Karaman Hoca, İslamcılığı yazdı. Sahiplenerek. Hoca, malum referandumda “Evet” için “Farz fetvası” vermişti. Ne dersiniz Tayyip Bey'in sözleri onu da mı dışlıyordu yoksa?

Ne diyeyim: Fesat ehlinin kumpasına, sırat-ı müstakimin kaybına fırsat verme!

Star

 

Share
  Tweet
Yazarlar
Korona Virüs'ün Hatırlattıkları

Korona Virüs'ün Hatırlattıkları



M. Beşir Eryarsoy: Korona Virüs'ün Hatırlattıkları.
Küresel sömürü ideoloji olarak Kapitalizm

Küresel sömürü ideoloji olarak Kapitalizm



İlahı beşer olan bir ideoloji olarak kapitalizm, bütün diğer beşeri ideolojilerde olduğu gibi, beşeri faaliyetin tam merkezinde olmayı ve hayatın canlı yüzüne müdahale etmeyi arzular. Yaşadığımız çağda küresel düzeyde gördüğümüz de, beşeri faaliyetlerin tam merkezindedir.
Vatan/Yurt/Toprak/Memleket ve Rejim

Vatan/Yurt/Toprak/Memleket ve Rejim



Vatan/memleket sevgisi üzerinden rejimi ve işleyişini içselleştirmek/sahiplenmek ne kadar batıl ise, rejimi ve işleyişini reddetmek üzerinden vatanı/memleketi gözden çıkarmak-düşürmek/gözardı etmek o kadar yanlıştır.
Bir Şehidin Ardından / Cengiz Songür

Bir Şehidin Ardından / Cengiz Songür



Kemal Songür yazdı: Şehadet; Rahman'ın sevdiği mü'min kullarına ikramıdır, razı olduğu ve razı edeceği müslim kullarına iltifatıdır. Mavi Marmara şehitlerinden Rahmetli Cengiz Songür'ün biyografisini Kemal Songür'ün kaleminden ilginize sunuyoruz.
Erkekler de insan sayılsın (Dişilere Tapıyorlar)

Erkekler de insan sayılsın (Dişilere Tapıyorlar)



Yazar Sema Maraşlı yine dikkat çeken bir yazıya imza attı. Maraşlı, eşitlik sloganıyla uygulamaya geçirilmek istenen kanunların tehlikesiyle ilgili ciddi uyarılarda bulunuyor.
Heyecanımıza ne oldu?

Heyecanımıza ne oldu?



Biliyorum dünyanın içinde olmakla yetinmedik, dünya içimize kaçtı… Dünyevileştikçe duyarsızlaştık, değersizleştik…"Mücadele alanı genişlese de heyecan kalmayınca olmuyor. Dava yürümüyor…"
Mutlak Şehid Olan Rabbimizin Şahid Kulları Olmak

Mutlak Şehid Olan Rabbimizin Şahid Kulları Olmak



Rabbimiz, iman eden kullarına şahidliği bir yükümlülük, sorumluluk ve görev olarak vermiştir. Müslüman, yaşadığı zamana-çağa şahidlik-tanıklık etmekle emrolunmuştur. ‘’Böylece biz sizi, insanlara şahidler (ve örnek) olmanız için vasat (orta) bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde şahid olsun.’’ Bakara 2/143
İktidar ve Şiddet -I-

İktidar ve Şiddet -I-



Bu makalede, modern iktidarların şiddetle ilişkisi irdelenmeye çalışılmaktadır. Modern İktidarın ve şiddetin nasıl bir bütünü oluşturduğu, birinin diğeri olmadan bir anlam ifade etmediği/etmeyeceği izaha gayret edilecektir.
Allah'ı Hesaba Katmayan Düzende Dini Yaşamak

Allah'ı Hesaba Katmayan Düzende Dini Yaşamak



Yeni Şafak’taki yazısında “sistemi yönetenlerin Müslüman olması gayrımeşru bir sistemde yaşadığımız gerçeğini değiştirmez” diyen Faruk Beşer, dinin doğru anlaşılması ve yaşanması önündeki engellere değiniyor. Kaynak: Allah’ı Hesaba Katmayan Bir Düzende Dini Doğru Yaşamak Zordur!
Bir Yanlış Konumlanma Olarak İdlib Harekâtı

Bir Yanlış Konumlanma Olarak İdlib Harekâtı



Türkiye’nin, sahanın asıl sahiplerini yok sayarak atacağı adımlar Suriye İslami direnişine zarar vereceği gibi, statüko güçleri karşısında Türkiye’nin elinin de zayıflamasına yol açacaktır!
İslamî Devletin Temel Kuralları-İlkeleri

İslamî Devletin Temel Kuralları-İlkeleri



Hayrettin Karaman; 1951’de İslam Devletinin temel ilkelerini belirlemek için bir araya gelen 31 İslam alimin ortaya koyduğu Saikleri hatırlatıyor.
Ömer Bin Hattab’tan Ebu Musa El Eş’ari’ye

Ömer Bin Hattab’tan Ebu Musa El Eş’ari’ye



İslam tarihinde ya da Müslümanların tarihinde “adalet” ve “sıra dışı uygulamalar” denilince ilk akla gelen şüphesiz ki İslam aleminde olduğu gibi, bütün dünyada da aynı isimdir. O’na adaletin timsali olarak bakılır ki, bu kişi Hz. Ömer’dir.
Tefrika - Dinî, fikrî veya siyasî birliğin parçalanması

Tefrika - Dinî, fikrî veya siyasî birliğin parçalanması



Unutmamamız gereken şu ki, ne kadar bilirsek bilelim, ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar söylersek söyleyelim, varıp gideceğim yer topraktır. Ve bir gün bu dünyada yapıp-ettiğimiz her şeyden mutlaka hesaba çekileceğiz. Allah Resulü (as) bir hadislerinde, “Hutbe irad eden kastından sorguya çekilecektir” demektedir.
Din, Tecdid ve Reform Kavramları Üzerine Mülahazalar

Din, Tecdid ve Reform Kavramları Üzerine Mülahazalar



Kur’an’da insanlar dine davet edilmektedir. Farklı dinlerden bahsin yapılmasının ardından davetin yapıldığı din, Allah’ın Dini’dir. Bunun dışındaki dinlerin ise kimseden asla kabul edilmeyeceği bildirilir. Bu noktadan hareketle, kendisine davet olunan dinin; Allah’ın dininin ne/hangisi olduğunun bilinmesi zarureti vardır.
Ehemmi Mühimme Tercih Etmek

Ehemmi Mühimme Tercih Etmek



Kemal Songür, 15 Temmuz Darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçmesinin ardından, Müslümanlara faydalı olacak içe dönük öz eleştirilerde bulunmakta.
Ramazan sevincini Suriye'de kardeşlerimizle paylaştık

Ramazan sevincini Suriye'de kardeşlerimizle paylaştık



Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, Ramazanda ziyaret ettiği Suriyeli kardeşlerimizle ilgili izlenimlerini paylaşıyor.
Kardeşliğimize zarar veren davranışlar

Kardeşliğimize zarar veren davranışlar



İslam Kardeşliğini tesis eden müslümanlar yeri gelmiş nice fetihleri doğurmuş, yeri gelmiş nice yürekleri fethetmiştir. Bugün bu kardeşliğimiz zedelenmiş ve zarar görmüşse, parçalanmışlık ümmetin açık bir haliyse oturup düşünmemiz gerekmiyor mu biz nerede yanlış yapıyoruz diye?
Gençler, haydi okumaya

Gençler, haydi okumaya



Yeni Şafak yazarı Faruk Beşer, gençleri devamlı ve düzenli okumaya çağırıyor.
Çoğulcu Okuma Biçimi ya da Okur’un Özgürlük Alanı

Çoğulcu Okuma Biçimi ya da Okur’un Özgürlük Alanı



Sorgulamayan statik bir teslimiyet, ne ilmî ne de dinîdir. Ancak sorgulayıcı eleştirel aklın da sorgulanması gerektiği unutulmamalıdır.
Yeni Mağduriyetler Kapıda!

Yeni Mağduriyetler Kapıda!



Klasik Kemalist devlet refleksi olan tasfiyecilik yeni dönemin de baskın karakterine dönüşme yolunda! Darbe kalkışmasının üzerinden dokuz buçuk ay geçtikten sonra bile hala kitlesel operasyonların sürmesi anormalliktir!
Postmodernizm-Mikro Parçalanmışlık –I-

Postmodernizm-Mikro Parçalanmışlık –I-



Bu makalede Postmodern düşüncenin mikro düzeydeki parçalanmışlığına dikkat çekilmeye çalışılacaktır.
Kur’an’a Tarihselci yaklaşımın arka planı

Kur’an’a Tarihselci yaklaşımın arka planı



Son dönemde popülaritesi artmaya başlayan Kur’an’ı anlamadaki tarihselci metot, savunmacılarına da bir bakıma kendilerini gündemde tutmaya vesile bir işlevde görmekte. Usulün dışında farklı bir şey söyleme sevdası, ilk dile getirenleri medyatik yaparken, diğer yanda da muhataplar bulmakta zorlanmadı.
Londra’da Ölenler İnsan, Rakka’dakiler Ne?

Londra’da Ölenler İnsan, Rakka’dakiler Ne?



Gözünü Londra’ya dikmiş dünya Suriye’nin her bir bölgesinde olduğu gibi, Rakka’da koalisyon adına icra edilen katliamlar karşısında kör, sağır ve dilsiz!
Sömürgeci Batı’nın Ruh Hali

Sömürgeci Batı’nın Ruh Hali



Son dönemde ve özellikle de 15 Temmuz sonrası Batı’nın Türkiye özelinde İslam Dünyasına karşı nefret içeren tavrı, sürekli haber ve yorum konusu olarak tartışılmaktadır.
Sahici cümleler kurabilmek!

Sahici cümleler kurabilmek!



Modern dünyada Müslümanlar nasıl bir hayat yaşamak istiyor? Bu soruya “modern dünya” şartını eklememiz tesadüf değil. Çünkü Müslümanların karşı karşıya oldukları sorunlar modernliğin sonuçlarından bağımsız olarak ele alınamaz. Ve en önemlisi karşı karşıya kaldığımız meydan okumaların önemli kısmı yaşadığımız çağın dayattığı bir faturadır.
OHAL'de cezaevleri

OHAL'de cezaevleri



Yazarlarımızdan Avukat Mehmet Ali Başaran, Cezaevlerinde unutulmuş Müslüman siyasi tutsakları ziyaretini kaleme aldığı bu yazısında, OHAL'in tutsaklara ve cezaevlerine yansımasını değerlendiriyor.
Manipülasyonların kıskacında İslâm

Manipülasyonların kıskacında İslâm



Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM)'nin hazırlamış olduğu ‘Manipülasyonların Kıskacında İslam' raporu geçtiğimiz hafta kamuoyuna sunuldu. Yaşadığımız yüzyılın genel ve İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı temel saldırı ve sorunlara dikkat çekmesi açısından çok faydalı bir çalışma olmuş.
Dünyevileşmek, Dünyaya Sırt Dönmek Ya Da “Dünya Ahiretin Tarlasıdır Demek”

Dünyevileşmek, Dünyaya Sırt Dönmek Ya Da “Dünya Ahiretin Tarlasıdır Demek”



Dünyaya sırt dönmek, dünyayı her yönüyle imar (ekini-nesli ifsad etmeden ve edenlere engel olma vazifesiyle ve dahi adaletle hükmederek) sorumluluğundan kaçınmak ve nimetlerini nefislere yasak kılmak bir çok zulmü beraberinde getirir.
İnsanın Zalim Olması Ne Demektir?

İnsanın Zalim Olması Ne Demektir?



Abdulhakim Beyazyüz, Kur’an’da geçen “İnsanın zalim olması” konusunu değerlendirmiş.
İbretlik Bir Yazı: Kim Milyoner Olmak İster?

İbretlik Bir Yazı: Kim Milyoner Olmak İster?



Bir süredir ciddi bir hastalıkla imtihan olunan Adana'dan Yasin Asma kardeşimiz tecrübelerini ifade ettiği bir yazı kaleme aldı.
                             
Normal Görünüm