Yazarlar

Postmodernizm-Mikro Parçalanmışlık –I-



Bu makalede Postmodern düşüncenin mikro düzeydeki parçalanmışlığına dikkat çekilmeye çalışılacaktır.

Giriş

Bu makalede Postmodern düşüncenin mikro düzeydeki parçalanmışlığına dikkat çekilmeye çalışılacaktır. Her şeyiyle tamamen değişen bir dünyada, her şeyiyle tamamen değişen evrende ve insanda, bugünün popüler ve dahi küresel denebilecek postmodern düşüncenin etkisini görmemek mümkün değildir. Bireyden (insandan) başlayan ve akla gelebilecek her alanda ve olguda kendisini hissettiren postmodern düşünce, bu düşüncenin dayattığı hayat tasavvuru, geleceği alabildiğine karanlık bir tarihe işaret etmektedir. Herhangi bir düşünceye, ideolojiye, inanca, ideale sahip iki insanın bile herhangi bir konuda bir karara varamaması, bu kararların bilimsel konularda bile ortaya çıkmaması, nasıl bir anaforun içinde olduğumuzu görmemize yardımcı olabilir.

Ünlü İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee, "modern dönem Birinci Dünya Savaşı ile son bulmuştur. Bundan sonraki dönem Post-modern dönemdir ve iki dünya savaşı arası bu dönemin başlangıcı olmuştur" der. Postmodern ve postmodernizm terimleri de ilk Toynbee’nin kullanımıyla literatüre girmiş olur. Post modern ve bu anlayışı ya da düşünce tarzını benimseyen postmodernizm, bir akım olarak 1950'lerin sonlarında kendinden söz ettirmeye başlamışsa da, bilindiği gibi esas yaygınlığını, günlük yaşama girişini 1980'Ierin başlarına borçludur.(1)

Modernizm 

Burada öncelikle şunu açıklamak gerekmektedir, postmodernizmden önce modernizmin ne olduğunun kavranması, postmodernizmi anlama açısından önemlidir. Bir öncesi çözülemeyen kavramların ardışığının da anlanması, çözümlenmesi elbette zor olacak, karşı bir savunma ya da yok sayma düşüncesi kurgulanacaksa yeterince isabetli olmayacaktır. Bu bir bakıma bir hiyerarşiyi içeren etkileşim olarak değerlendirilebilir. Yani bir merdivenin basamakları gibi de algılanabilir. “Her ne kadar aralarında kopukluk olduğundan söz edilse de aslında, modernizm ve postmodernizm yahut modernite ve postmodernite zannedildiği kadar birbirinden o kadar kopuk değildir. Her ne kadar modern olan için, her şeyi yeni olarak kurduğu yahut postmodernizm için geçmişten gelen şeyleri yeniden güncelleştirdiği ve teknik bir şekilde bunları bir arada topladığı söylense ve postmodernizm yeni bir durum gibi görünse de, sonuçta şöyle veya böyle postmodernizmin ortaya çıkışı yapısalcılık-sonrası ile alakalıdır.” (2)


YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ >>>>>

Share
  Tweet
Yazarlar
Korona Virüs'ün Hatırlattıkları

Korona Virüs'ün Hatırlattıkları



M. Beşir Eryarsoy: Korona Virüs'ün Hatırlattıkları.
Küresel sömürü ideoloji olarak Kapitalizm

Küresel sömürü ideoloji olarak Kapitalizm



İlahı beşer olan bir ideoloji olarak kapitalizm, bütün diğer beşeri ideolojilerde olduğu gibi, beşeri faaliyetin tam merkezinde olmayı ve hayatın canlı yüzüne müdahale etmeyi arzular. Yaşadığımız çağda küresel düzeyde gördüğümüz de, beşeri faaliyetlerin tam merkezindedir.
Vatan/Yurt/Toprak/Memleket ve Rejim

Vatan/Yurt/Toprak/Memleket ve Rejim



Vatan/memleket sevgisi üzerinden rejimi ve işleyişini içselleştirmek/sahiplenmek ne kadar batıl ise, rejimi ve işleyişini reddetmek üzerinden vatanı/memleketi gözden çıkarmak-düşürmek/gözardı etmek o kadar yanlıştır.
Bir Şehidin Ardından / Cengiz Songür

Bir Şehidin Ardından / Cengiz Songür



Kemal Songür yazdı: Şehadet; Rahman'ın sevdiği mü'min kullarına ikramıdır, razı olduğu ve razı edeceği müslim kullarına iltifatıdır. Mavi Marmara şehitlerinden Rahmetli Cengiz Songür'ün biyografisini Kemal Songür'ün kaleminden ilginize sunuyoruz.
Erkekler de insan sayılsın (Dişilere Tapıyorlar)

Erkekler de insan sayılsın (Dişilere Tapıyorlar)



Yazar Sema Maraşlı yine dikkat çeken bir yazıya imza attı. Maraşlı, eşitlik sloganıyla uygulamaya geçirilmek istenen kanunların tehlikesiyle ilgili ciddi uyarılarda bulunuyor.
Heyecanımıza ne oldu?

Heyecanımıza ne oldu?



Biliyorum dünyanın içinde olmakla yetinmedik, dünya içimize kaçtı… Dünyevileştikçe duyarsızlaştık, değersizleştik…"Mücadele alanı genişlese de heyecan kalmayınca olmuyor. Dava yürümüyor…"
Mutlak Şehid Olan Rabbimizin Şahid Kulları Olmak

Mutlak Şehid Olan Rabbimizin Şahid Kulları Olmak



Rabbimiz, iman eden kullarına şahidliği bir yükümlülük, sorumluluk ve görev olarak vermiştir. Müslüman, yaşadığı zamana-çağa şahidlik-tanıklık etmekle emrolunmuştur. ‘’Böylece biz sizi, insanlara şahidler (ve örnek) olmanız için vasat (orta) bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde şahid olsun.’’ Bakara 2/143
İktidar ve Şiddet -I-

İktidar ve Şiddet -I-



Bu makalede, modern iktidarların şiddetle ilişkisi irdelenmeye çalışılmaktadır. Modern İktidarın ve şiddetin nasıl bir bütünü oluşturduğu, birinin diğeri olmadan bir anlam ifade etmediği/etmeyeceği izaha gayret edilecektir.
Allah'ı Hesaba Katmayan Düzende Dini Yaşamak

Allah'ı Hesaba Katmayan Düzende Dini Yaşamak



Yeni Şafak’taki yazısında “sistemi yönetenlerin Müslüman olması gayrımeşru bir sistemde yaşadığımız gerçeğini değiştirmez” diyen Faruk Beşer, dinin doğru anlaşılması ve yaşanması önündeki engellere değiniyor. Kaynak: Allah’ı Hesaba Katmayan Bir Düzende Dini Doğru Yaşamak Zordur!
Bir Yanlış Konumlanma Olarak İdlib Harekâtı

Bir Yanlış Konumlanma Olarak İdlib Harekâtı



Türkiye’nin, sahanın asıl sahiplerini yok sayarak atacağı adımlar Suriye İslami direnişine zarar vereceği gibi, statüko güçleri karşısında Türkiye’nin elinin de zayıflamasına yol açacaktır!
İslamî Devletin Temel Kuralları-İlkeleri

İslamî Devletin Temel Kuralları-İlkeleri



Hayrettin Karaman; 1951’de İslam Devletinin temel ilkelerini belirlemek için bir araya gelen 31 İslam alimin ortaya koyduğu Saikleri hatırlatıyor.
Ömer Bin Hattab’tan Ebu Musa El Eş’ari’ye

Ömer Bin Hattab’tan Ebu Musa El Eş’ari’ye



İslam tarihinde ya da Müslümanların tarihinde “adalet” ve “sıra dışı uygulamalar” denilince ilk akla gelen şüphesiz ki İslam aleminde olduğu gibi, bütün dünyada da aynı isimdir. O’na adaletin timsali olarak bakılır ki, bu kişi Hz. Ömer’dir.
Tefrika - Dinî, fikrî veya siyasî birliğin parçalanması

Tefrika - Dinî, fikrî veya siyasî birliğin parçalanması



Unutmamamız gereken şu ki, ne kadar bilirsek bilelim, ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar söylersek söyleyelim, varıp gideceğim yer topraktır. Ve bir gün bu dünyada yapıp-ettiğimiz her şeyden mutlaka hesaba çekileceğiz. Allah Resulü (as) bir hadislerinde, “Hutbe irad eden kastından sorguya çekilecektir” demektedir.
Din, Tecdid ve Reform Kavramları Üzerine Mülahazalar

Din, Tecdid ve Reform Kavramları Üzerine Mülahazalar



Kur’an’da insanlar dine davet edilmektedir. Farklı dinlerden bahsin yapılmasının ardından davetin yapıldığı din, Allah’ın Dini’dir. Bunun dışındaki dinlerin ise kimseden asla kabul edilmeyeceği bildirilir. Bu noktadan hareketle, kendisine davet olunan dinin; Allah’ın dininin ne/hangisi olduğunun bilinmesi zarureti vardır.
Ehemmi Mühimme Tercih Etmek

Ehemmi Mühimme Tercih Etmek



Kemal Songür, 15 Temmuz Darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçmesinin ardından, Müslümanlara faydalı olacak içe dönük öz eleştirilerde bulunmakta.
Ramazan sevincini Suriye'de kardeşlerimizle paylaştık

Ramazan sevincini Suriye'de kardeşlerimizle paylaştık



Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya, Ramazanda ziyaret ettiği Suriyeli kardeşlerimizle ilgili izlenimlerini paylaşıyor.
Kardeşliğimize zarar veren davranışlar

Kardeşliğimize zarar veren davranışlar



İslam Kardeşliğini tesis eden müslümanlar yeri gelmiş nice fetihleri doğurmuş, yeri gelmiş nice yürekleri fethetmiştir. Bugün bu kardeşliğimiz zedelenmiş ve zarar görmüşse, parçalanmışlık ümmetin açık bir haliyse oturup düşünmemiz gerekmiyor mu biz nerede yanlış yapıyoruz diye?
Gençler, haydi okumaya

Gençler, haydi okumaya



Yeni Şafak yazarı Faruk Beşer, gençleri devamlı ve düzenli okumaya çağırıyor.
Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi tetikçilerin durduğu yere mi yerleştirdi?

Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi tetikçilerin durduğu yere mi yerleştirdi?



“Tamam, anladık diyelim, Tayyip Bey İslamcılar'a tavır koydu, haddini bildirdi; peki, AK Parti'yi nereye yerleştirdi Tayyip Erdoğan? Cem Küçük'ün, Fuat Uğur'un, Rasim Ozan Kütahyalı'nın durduğu yere mi?” Kaynak: Tayyip Erdoğan, AK Parti'yi Tetikçilerin Durduğu Yere mi Yerleştirdi?
Çoğulcu Okuma Biçimi ya da Okur’un Özgürlük Alanı

Çoğulcu Okuma Biçimi ya da Okur’un Özgürlük Alanı



Sorgulamayan statik bir teslimiyet, ne ilmî ne de dinîdir. Ancak sorgulayıcı eleştirel aklın da sorgulanması gerektiği unutulmamalıdır.
Yeni Mağduriyetler Kapıda!

Yeni Mağduriyetler Kapıda!



Klasik Kemalist devlet refleksi olan tasfiyecilik yeni dönemin de baskın karakterine dönüşme yolunda! Darbe kalkışmasının üzerinden dokuz buçuk ay geçtikten sonra bile hala kitlesel operasyonların sürmesi anormalliktir!
Kur’an’a Tarihselci yaklaşımın arka planı

Kur’an’a Tarihselci yaklaşımın arka planı



Son dönemde popülaritesi artmaya başlayan Kur’an’ı anlamadaki tarihselci metot, savunmacılarına da bir bakıma kendilerini gündemde tutmaya vesile bir işlevde görmekte. Usulün dışında farklı bir şey söyleme sevdası, ilk dile getirenleri medyatik yaparken, diğer yanda da muhataplar bulmakta zorlanmadı.
Londra’da Ölenler İnsan, Rakka’dakiler Ne?

Londra’da Ölenler İnsan, Rakka’dakiler Ne?



Gözünü Londra’ya dikmiş dünya Suriye’nin her bir bölgesinde olduğu gibi, Rakka’da koalisyon adına icra edilen katliamlar karşısında kör, sağır ve dilsiz!
Sömürgeci Batı’nın Ruh Hali

Sömürgeci Batı’nın Ruh Hali



Son dönemde ve özellikle de 15 Temmuz sonrası Batı’nın Türkiye özelinde İslam Dünyasına karşı nefret içeren tavrı, sürekli haber ve yorum konusu olarak tartışılmaktadır.
Sahici cümleler kurabilmek!

Sahici cümleler kurabilmek!



Modern dünyada Müslümanlar nasıl bir hayat yaşamak istiyor? Bu soruya “modern dünya” şartını eklememiz tesadüf değil. Çünkü Müslümanların karşı karşıya oldukları sorunlar modernliğin sonuçlarından bağımsız olarak ele alınamaz. Ve en önemlisi karşı karşıya kaldığımız meydan okumaların önemli kısmı yaşadığımız çağın dayattığı bir faturadır.
OHAL'de cezaevleri

OHAL'de cezaevleri



Yazarlarımızdan Avukat Mehmet Ali Başaran, Cezaevlerinde unutulmuş Müslüman siyasi tutsakları ziyaretini kaleme aldığı bu yazısında, OHAL'in tutsaklara ve cezaevlerine yansımasını değerlendiriyor.
Manipülasyonların kıskacında İslâm

Manipülasyonların kıskacında İslâm



Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM)'nin hazırlamış olduğu ‘Manipülasyonların Kıskacında İslam' raporu geçtiğimiz hafta kamuoyuna sunuldu. Yaşadığımız yüzyılın genel ve İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı temel saldırı ve sorunlara dikkat çekmesi açısından çok faydalı bir çalışma olmuş.
Dünyevileşmek, Dünyaya Sırt Dönmek Ya Da “Dünya Ahiretin Tarlasıdır Demek”

Dünyevileşmek, Dünyaya Sırt Dönmek Ya Da “Dünya Ahiretin Tarlasıdır Demek”



Dünyaya sırt dönmek, dünyayı her yönüyle imar (ekini-nesli ifsad etmeden ve edenlere engel olma vazifesiyle ve dahi adaletle hükmederek) sorumluluğundan kaçınmak ve nimetlerini nefislere yasak kılmak bir çok zulmü beraberinde getirir.
İnsanın Zalim Olması Ne Demektir?

İnsanın Zalim Olması Ne Demektir?



Abdulhakim Beyazyüz, Kur’an’da geçen “İnsanın zalim olması” konusunu değerlendirmiş.
İbretlik Bir Yazı: Kim Milyoner Olmak İster?

İbretlik Bir Yazı: Kim Milyoner Olmak İster?



Bir süredir ciddi bir hastalıkla imtihan olunan Adana'dan Yasin Asma kardeşimiz tecrübelerini ifade ettiği bir yazı kaleme aldı.
                             
Normal Görünüm