Yalçın İÇYER
Çocukların Başını Ağartan Güne Hazır Olmak
Şu halde eğer inkâr ederseniz, yeni doğan bebeleri ak saçlı ihtiyarlara döndüren o gün nasıl korunacaksınız?
O gün gök paramparça olacak. Ve ilahi vaad gerçekleşecek.'73/17-18
1-GİRİŞ
Rabbımız, Allah'a sonsuz hamdüsenalar olsun. Onun Resullerine ve dostlarına salat ve selam olsun. Rabbim onların yolunda olanlardan razı olsun. Bizi de onlardan eylesin.
Sevgili kardeşlerim! Sizleri ve tüm Müslümanları Allah'ın selam ile selamlıyorum. Rabbim sizlerin ve mazlumların yar ve yardımcısı olsun. Önce kayıp ettiğimiz bir değeri hatırlatayım. Hicret tarihimiz çağdaş müstekbirler tarafından tarihe gömüldü. Ama biz sahip çıkacağız inşallah.
Yeni başlayan 1438. hicri yılınızı ümmete hayırlı olması dileği ile hayırlı olsun diyorum. İnşallah bu yıl kalbi ve sosyal takvamıza vesile olur. Ve İslam ümmetinin acıları diner.
Kardeşler! İlahi eğitim insanın imanının aktif kalması için salih amel yanında Rabbimiz üç konuyu sürekli canlı tutuyor. Bunlar; dünyanın geçiciliği, tarihin yaşanmış olması ve ebedi olan ahiret hayatı.
Kur'an baştanbaşa bu üç konuyu sürekli muhataplarını dikkatine sunuyor. Bu eğitim sistemine bağlı olarak sizlerle hutbelerimi paylaşıyorum.
Bugün sizlere Rabbimizin kitabında sürekli hatırlattığı Ahiret hayatından bir sahne üzerinde duracağım. Daha ilk inen Kur'an'da hem Resulullah'a, hem ashabına ve hem de Mekke şurekasına hatırlatılan çok canlı bir sahne.
II-AYETLERİN GEÇTİĞİ BÖLÜM
Kıyametin bu çok canlı sahnesini anlamak için 74/11-18 kadar ayetleri okumak gerekiyor. Bu ayetlerin muhatabı ayetleri kendisine okumalı ve ayetlerin kendisine hitap ettiğine iman etmeli. "Ni'met sahibi olup yalanlayanları bana bırak ve onlara biraz mühlet ver."
11.Ayet Ulu nime; nimet sahiplerini hatırlatıyor. Sahip oldukları varlık, kapitalist hayat, zaman sonra başlarına geleceğini onlara unutturmuş. Yine ayet onlara kısa bir zaman mühlet veriyor. ĞUSSA; boğazda kalan ve insanın boğan, nefesini tıkayan bir yiyeceği anlatıyor.
Şüphesiz elimizde bağlar ve kızgın ateş var. Boğaza takılıp boğan ve şiddetli azap vardır.
12.13.Ayetler bu dünyada zevkle yaşamalarının ve mülkün gerçek sahibini unutmalarının karşılığında onları bekleyen yiyecekleri hatırlatıyorlar. Refe, paramparça olmak, toz düman olmak. Canlı volkan patlamasını gözler önüne seriyor.
O gün yeryüzü ve dağlar şiddetle sarsılır ve dağlar dağılmış kum yığını olmuştur.
14.Ayet Bu dehşetli olaya giriş yapıyor. Yıkılmaz dağların ne hale geleceğini gözler önüne seriyor.
Muhakkak ki Biz, size, üzerinize şahit olacak bir resûl gönderdik. Firavuna resûl gönderdiğimiz gibi. Fakat firavun resûle asi oldu. Bunun üzerine onu çok ağır bir yakalayışla ahzettik (tutup aldık).
15.16 Ayetler nimet sahiplerinin somut bir örneğini hatırlatıyorlar. Firavun hanedanı. Firavun bir semboldür. Bir kişiliktir. Bir otoritedir. Vasfı 'RESULE' isyandır. Ve bu isyanın akıbeti.
17.18 Ayetler bundan sonra geliyor. Ve insana soruyor.'ne olacak haliniz, nasıl kurtulursunuz? Kendinizi nasıl korursunuz? Sahip olduklarınız sizi koruyabilecek mi? Bu sahneyi güzel oku ey insan.
III- BU GÜNE HAZIRMIYIZ KARDEŞLERİM?
Gelin kendimizi sorgulayalım. O gün takvamız ne olacak?
a)- Ayet, okuyana kişi veya kişilere direk hitap ediyor. Sizler nasıl korunursunuz? Bur da, takva kelimesi Arapçada ki dil anlamında kullanılmış. Bir tehlikenin karşısında ne yapılabileceğini soruyor? Ne yapabilirsiniz? Var mı sığınağınız? Burada takva gelecek tehlikeden insanın korunmasının var olup olmadığını sorguluyor. Bu dünyanın takvasını tarif ediyor. İlahi yasalara saygılı olursanız o gün korumanız yani takvanız olacaktır.
b)-O gün belirli bir gün değil. Zamanı, yeri bilinmiyor. Her an ve her yerde sizi yakalayabilir. O halde zamanınıza ve bulunduğunuz yere dikkat edin. Takvalı olun, yani saygı gösterin. Hangi halde sizi yakalarsa o halde dirileceksiniz. Şimdi bakın bakayım zamanınıza ve yerinize. Hayır üzere misiniz, şer üzere misiniz?
c)- Çocukları yaşlandıran gün' İnsanın yaşlanmasını çektiği acılar ve sıkıntılarla izah edilir. Bu bir benzetmedir. O olay öyle ağır, öyle acılarla ve öyle korkunçluklarla dolu olacak ki insana uzun yıllar gibi gelecek ve insanın bembeyaz yapacak.
'VİLDAN' küçük çocuk veya çocuklar. ŞİYBA' saçları bembeyaz olmuş yaşlı. Resululllah'ın sakalında beyazlaşma olduğunda sahabe sorar. Ya resulullah, sakalın şeybe oldu. Yani ağardı. O da şu cevabı verir. Beni Hud suresi 112.Ayeti ve Müzemmil Suresi 17. Ayeti ağarttı.
IV- O GÜNE HAZIR OLANLARI SELAMLIYORUM
Sevgili kardeşler çok yakındır. Ve o gün kesindir. O gün öyle korkunçtur ki emzikli anne yavrusunu atı verir.
“Ey insanlar Rabbınıza karşı saygılıolun. Şüphesiz zelzle günü çok büyük bir olaydır. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”22/1-2
Gelin günlerimizi böyle bir gün için takva olacak günler yapalım. Daha çok yaşayacağız hayali ile unutmayalım o günü. Bir rivayette, resulullah(s) ashabına bu ayeti okuyor ve insanların çoğunun o gün bu dehşeti yaşayacağının korkusunu haber veriyor. Ve onları uyarıyor. O gün kıyamet günüdür. Dikkat edin ve o güne hazır olun. Dünya zevkleri sizi oyalamasın.
Resulullah şu duayı çok okurdu: 'Allah’ım ömrümün en hayırlısını en sonu kıl. Amellerimin en hayırlısını en son amelim kıl ve günlerimin en hayırlısı sana kavuşacağım gün kıl'.
Rabbim bizi de hazır olanlardan kılsın. Ve bizi her an yakalayacak o çok korkunç olaya hazır olanlardan eylesin... Hicretiniz mübarek olsun. Kerbela şehidlerine selam olsun. Allah'a emanet olun.