Kültür Sanat

Alija dizisi ve birkaç husus



Erkam Kuşçu, geçtiğimiz salı günü TRT ekranlarında ilk bölümü yayımlanan Alija isimli dizi hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.

TRT’nin uzun zaman önce çekimlerinin başladığı ile ilgili haberler çıkan Alija dizisi 30 Ocak Salı günü ilk bölümü ile izleyicinin beğenisine sunuldu. Dizi isminden de anlaşılacağı üzere Bosna Hersekli düşünür, siyasetçi ve mücahid Aliya İzzetbegoviç’in hayatını anlatıyor. İslamcı düşüncenin mütefekkirleri arasında yakın dönem açısından müstesna bir yere sahip olan İzzetbegoviç’in hayatını konu alan bir mini-tv serisi tabi ki bizleri epey heyecanlandırmıştı. İlk bölümünü izleme olanağına kavuştuktan sonra kısa bir değerlendirme yazısı yazmayı uygun gördük. Filmin senaristliğini R. Tayyib Erdoğan’ın başbakanlığı sürecinde bir dönem basın danışmanlığını yapmış olan Ahmet Tezcan üstlenmiş. Yönetmen koltuğunda ise Boşnak yönetmen Ahmet İmamoviç oturuyor. Başrol oyunculuğunu Yurdaer Okur’un üstlendiği yapımda Berke Üzrek ve Görkem Yertan da dizi ekibinde yer alıyorlar. Yazının sonunda söyleyeceğimizi başından belirtmek gerekirse: Aliya’nın hayatını konu alan bir yapım hiç değilse onun kitaplarının daha fazla okunması ve fikriyatının anlaşılmasına sağlayabileceği katkı ihtimalinden dolayı takdiri hak etmektedir. Bu bağlamda emeği geçenlere teşekkür etmek gerekir. Bu noktayı belirttikten sonra olumlu olumsuz yanları ile dizinin ilk bölümünü incelemek gerekirse…

Teknik ve sanatsal süreçlerin ilk bölüm açısından tam bir yetkinlik içerisinde ele alındığını söylemek ne yazık ki zor. Dizinin açılış sekansı belki de bölüm boyunca en etkili kısımdı. Aliya’nın devlet başkanı olduğu bir dönem; odasında çalışırken yer yer açık olan televizyonu izlemektedir. TV’de Karadzic gözükür ardından katliama uğrayan Müslümanlar… Tam bu esnada Sırp çetnikleri şehrin etrafını saran tepeleri kuşatmakta ve devlet sarayını hedef almaktadır. TV’de Karadzic şu sözlerle tehditler savurmaktadır aynı anda: “Savaşta Müslümanların kendilerini koruma şansları yok!” Ardından Aliya yerinden kalkar kumandayı eline alır ve binaya denk gelen bir füze ile sarsılarak yere düşer. Televizyon da devrilmiştir. Televizyonda katliama uğrayan çocuk görüntüleri vardır. Karadzic’in o tehditlerinden sonra Aliya tarihe geçecek olan “Müslümanları yok etmekle tehdit ediyorlar. Ama bilsinler ki Müslümanlar asla teslim olmayacaktır!” sözünü meclis kürsüsünden dünyaya haykıracaktır. Bütün bunlar; çetniklerin şehrin etrafını sarışı, Aliya’nın ruh hali ve televizyondaki görüntüler başarılı bir “paralel kurgu” ile izleyiciye aktarılmış. Filmde tarihi gerçeklere uygunluk açısından belirtilmesi gereken ilk hususlardan biri Aliya’nın anılarında belirttiği üzere annesinin onu sabah namazı için uyandırması ardından camiye gitmesi burada dinlediği Rahman suresinin ömrünün geri kalanı boyunca onu etkisi altında tutacağı enstantanesinin verilmesi de hoş olmuş. Bir diğer önemli husus olarak Aliya’nın düşünceleri ile paralelliği açısından hem faşizm hem komünizm ideolojileri arasında bir ayrıma gidilmemesi ve Aliya’nın da defaatle belirttiği gibi bu iki ideolojiden nefret ettiği gerçeğine sıklıkla değinilmesi ve bu iki ideolojinin Bosna’ya ve bölgeye verdikleri zararın eşdeğer olduğu gerçeğinin vurgulanması takdire şayandı.[1]

Film açısından belki de üzerinde daha çok düşünülmesi gereken bir takım hususları ve eleştirimizi dile getirmemiz gerekirse: Öncelikle oyuncuların karakterleri üzerine ne kadar çalıştığını sormak elzem gibi gözüküyor. Özellikle Aliya’nın ve eşinin gençlik yıllarını canlandırıldığı sahnelerde tam olarak oturmamış bir şeyler vardı sanki. Bu bağlamda aslında eleştirilerimizi şu iki temel kalkış noktası üzerinden yapmak isteriz. 1) Gerçeklik ile olan bağımızı kopartacak abartılı diyalog ve sahneler, 2) Aliya’yı, onun düşüncesini ve Bosna mücadelesini Türkiye merkezli okuma hatası.

Öncelikle yapımın oluşum aşaması ve maddi imkânları noktasında tam olarak bir bilgiye sahip değiliz. Eminiz ki yapım ekibi büyük bir emek harcamışlardır. Ancak değinmeden geçemeyeceğimiz şeyler de var. En başta Aliya’nın gençlik yıllarında müstakbel eşi ile olan ilişkisinde mahremiyet bahsinin es geçilmesi diziyi izleyen her hassasiyet sahibi izleyiciyi rahatsız etmiştir. Buna dikkat edilmesi gerekirdi. Hem gerçeğe uygunluk açısından hem de konuyu ele alış ve anlatış biçimimiz açısından mahremiyeti merkeze alacak bir tarzın daha ahlaki ve daha estetik olacağı kanaatindeyiz. Yine bu bağlam içerisinde aşırı romantik ve aşırı övgü içeren diyaloglar hem bizleri bu önemli şahsiyetin fikirsel derinliğinden uzaklaştırırken hem de içeriği çok dar bir çerçeveye hapsediyor sanki. Mesajın izleyiciye sezdirilerek verilmesi izleyicinin daha aktif bir şekilde karakter ile bütünleşmesini sağlayacaktır. İzleyiciyi her daim mesaja boğmak ise istenilen amaca tam anlamıyla ulaşılamamasına vesile olacaktır zannındayız. Ancak dizide Aliya övgüsünün aşırıya kaçtığını ve daha romantik bir karakter görüntüsü oluşturulduğunu hissettik. Keşke Boşnakça konuşmaların hatta Boşnakça konuşan karakterlerin sayısı da artırılsaydı. Bu durum izleyici olarak bizlerin o coğrafyayla ve orada yaşananlarla olan bağımızı muhakkak ki güçlendirecektir. Örneğin Aliya’nın camiye gidip Rahman suresini dinlediği sahnede okunan Kuran’ı Türkiyeli birisinin okuduğu oldukça aşikârdı. Bir Boşnak’a bunu okutmak ne kadar zor olabilir sorusu ister istemez insanın aklına geliyor.

Son olarak belirtmek istediğimiz husustan önce altı çizilmesi gereken nokta, bu yazının altı bölümlük bir dizinin yalnızca ilk bölümünden sonraki izlenimleri esas aldığını unutmamak gerekiyor. Yani burada yaptığımız eleştiriler ilerleyen bölümlerde yapılmış olan bir takım değişiklikler ile belirli ölçüde düzeltilmiş olabilir... Bu bağlamda son bir eleştiri olarak -aslında endişe de diyebiliriz- sanırım yapımcılar ve senarist Türkiyeli izleyicinin dizi ile bağdaşlık kurabilmesini kolaylaştırmak için Türkiye veya İstanbul’a dair alıntı ve değinileri ön plana çıkartmışlar. Bu bir ölçüye kadar anlaşılabilir bir şeydir. Ancak şunu açıkça dile getirmek isteriz ki inşallah ilerleyen bölümlerde Aliya ve onun mücadelesi “Türkiye’nin beka savaşının” yeryüzündeki detaylarından birisi olarak izleyiciye aktarılmaz. Zira Aliya bizler için bundan çok daha fazlası… O ümmet olmanın farklı seslerinin çok farklı coğrafyalardan yükseldiği bir âlemde bunu Avrupa’nın göbeğinden yapan bir mütefekkir-mücahid. Meseleyi Türkiye merkezli bir çerçeveye hapsetmenin Aliya’nın mücadelesini verdiği ümmetçi düşünceye de haksızlık olacağı fikrindeyiz. Bunu da bir kenara not ederek yazının başında değindiğimiz hususu hatırlatarak yazıyı sonlandıralım: Umarız bu yapım bu önemli Müslüman şahsiyetin eserlerinin okunması ve fikirlerinin, mücadelesinin anlaşılmasına katkı sağlar…

Erkam Kuşçu / Haksöz Haber

Share
  Tweet
Kültür Sanat
Hamza Er’in 2 Kitabı Okuyucuyla Buluştu!

Hamza Er’in 2 Kitabı Okuyucuyla Buluştu!



Yazar Hamza Er’in söyleşi ve röportajlarını içeren 2 kitabı Çıra yayınlarından çıktı.

"Kelebek ve Arı" Çıktı



Mehmet Ali Başaran'ın ÇIRA YAYINLARINDAN yeni kitabı Kelebek ve Arı çıktı.
İktibas dergisi 2018 Eylül sayısı çıktı

İktibas dergisi 2018 Eylül sayısı çıktı



Dolar krizi ve ABD ile ilişkilerin değerlendirildiği derginin bu sayısında, geçen ay büyük dikkat çeken Yuvarlak Masa toplantısının ikinci bölümü ve Doç.Dr. Murat Kirişçi ile yapılmış bir röportaj bulunuyor.
İktibas dergisi 472. sayısı ile okurlarına ulaşıyor

İktibas dergisi 472. sayısı ile okurlarına ulaşıyor



Geçtiğimiz ay Türkiye’nin gündemine damgasını vuran “İslam’da güncelleme” tartışmaları, İktibas dergisinin de manşetinde yer alıyor.
Haksöz Dergisinin Mart 2018 sayısı çıktı!

Haksöz Dergisinin Mart 2018 sayısı çıktı!



Haksöz, Mart 2018 tarihli 324. Sayısında Doğu Guta katliamını kapağa taşıdı. Dergide “İslami Kimlik ve Muhalefet” konulu bir soruşturma var.
İktibas Dergisi 471. sayısı çıktı

İktibas Dergisi 471. sayısı çıktı



471. sayısı ile okurlarına ulaşan dergide bu ay “Dünya Nereye Gidiyor ve Müslümanlar Ne Yapmalı?” soruları üzerinde duruluyor.
‘Fıkıhtan Faşizme’

‘Fıkıhtan Faşizme’



Ekin Yayınları, Ruth A. Miller'in "FIKIHTAN FAŞİZME: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Günah ve Suç" isimli kitabının Türkçe çevirisini yayınladı.
İktibas Dergisi Şubat sayısı çıktı

İktibas Dergisi Şubat sayısı çıktı



İktibas 38. yılında 470. sayısıyla yeniden okurlarının karşısında.
Alija bu akşam başlıyor

Alija bu akşam başlıyor



Aliya İzetbegoviç'in hayatını anlatan dizi bu akşam TRT 1'de başlıyor. 'Alija' ismiyle 6 bölüm ekrana gelecek olan dizide baş rolü Yurdaer Okur oynuyor. 20.00'de ekrana gelecek olan dizi, Bosna'nın tarihi ve gelecek planlarını da izleyiciye aktarıyor.
Genç Birikim Dergisi’nin Ocak 2018 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Ocak 2018 Sayısı Çıktı



Olayları İslami bakış açısıyla analiz eden ve okuyucularına aktaran Genç Birikim Dergisinin 222. Ocak sayısı çıktı.
Genç Birikim Dergisi’nin Aralık 2017 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Aralık 2017 Sayısı Çıktı



Olayları İslami bakış açısıyla değerlendiren Genç Birikim Dergisinin 221. Aralık sayısı çıktı.
Kitap Tanıtımı-Kitabu’t Tahriş

Kitap Tanıtımı-Kitabu’t Tahriş



Dırar b. Amr’ın “Kitabu’t Tahriş’i, hadis rivayet tarihinin en eski eserlerinden biridir.
İktibas Dergisi 468/2017 Sayısı çıktı

İktibas Dergisi 468/2017 Sayısı çıktı



İktibas Dergisi, 468. Sayısıyla okuyucusunun önüne çıktı.
Genç Birikim Dergisi’nin Kasım 2017 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Kasım 2017 Sayısı Çıktı



Olayları İslami bakış açısıyla analiz eden, değerlendiren ve okuyucusuna aktaran Genç Birikim Dergisinin 220. Kasım sayısı çıktı.
Genç Birikim Dergisi’nin Ekim 2017 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Ekim 2017 Sayısı Çıktı



Olayları İslami bakış açısıyla değerlendiren ve okuyucusuna aktaran Genç Birikim Dergisinin 219. Ekim sayısı çıktı.
Suriyeli çocuklar beyaz perdede:'Bırakma Beni'

Suriyeli çocuklar beyaz perdede:'Bırakma Beni'



Bosna Hersek savaşını yaşamış bir yönetmen olarak Suriyeli çocukları çok iyi anladığını belirten yönetmen Aida Begiç, filmi de bu duygularla yazdığını söyledi
Genç Birikim Dergisi’nin Eylül 2017 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Eylül 2017 Sayısı Çıktı



Olayları İslami bakış açısıyla analiz eden ve okuyucusuna aktaran Genç Birikim Dergisinin Eylül sayısı çıktı.
İktibas Dergisi Ağustos 2017/464. Sayısı çıktı

İktibas Dergisi Ağustos 2017/464. Sayısı çıktı



İktibas Dergisi Ağustos 2017/464. Sayısı ““Duruş Farklılıklarımız” ve “Hakikati Arayış”ta Israr” manşeti ile okuyucusuyla buluşuyor.
Kitap Tanıtım: Edward Said Oryantalizm

Kitap Tanıtım: Edward Said Oryantalizm



Bugünlerde ne okuyacağım diye düşünenlere Edward Said'in "Oryantalizm" adlı eserini tavsiye edebiliriz. Öyle ki, okumuş olanların bugün için yeniden okumalarında da fayda görülecektir.
Genç Birikim Dergisi’nin Temmuz Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Temmuz Sayısı Çıktı



Gündemdeki konuları İslami bakış açısıyla değerlendiren ve olayları derinlemesine analiz eden Genç Birikim Dergisinin Temmuz 2017 sayısı çıktı.
Edward Said-Entelektüel

Edward Said-Entelektüel



Bugünlerde ne okuyabilirim diye bir düşüncesi olanlara, eğer okumadılarsa, Edward Said’in “Entelektüel” adlı eserini tavsiye edebiliriz.
İktibas Dergisi Temmuz 2017/463. Sayısı çıktı

İktibas Dergisi Temmuz 2017/463. Sayısı çıktı



İktibas Dergisi Temmuz 2017/463. Sayısı “Bölgemizdeki Strateji Savaşları” manşeti ile okuyucusuyla buluşuyor.
Nida Dergisi 180. sayısında okuyucuyla buluştu

Nida Dergisi 180. sayısında okuyucuyla buluştu



Nida Dergisi’nin 180. sayısı çıktı: ‘Mücadele; İlim, Hikmet ve Tefekkür ile’
Kitap Hastanesi açıldı

Kitap Hastanesi açıldı



Tiyatrocu Safa Dallı Mehmet Ali Başaran'ın 2. kitabından bir hikayeyi seslendirerek, çocuklara bayram hediyesi hazırladı.
İktibas Dergisi Haziran 2017/462. sayısı çıktı

İktibas Dergisi Haziran 2017/462. sayısı çıktı



İktibas Dergisi Haziran 2017/462. Sayısı “ABD’nin PKK/PYD’si “Müslüman Kürtler”in Nesi Olabilir ki?” manşeti ile okuyucusuyla buluşuyor.
Genç Birikim Dergisi’nin Mayıs 2017 Sayısı Çıktı

Genç Birikim Dergisi’nin Mayıs 2017 Sayısı Çıktı



Gündemdeki konuları İslami bakış açısıyla değerlendiren ve analiz eden Genç Birikim Dergisinin Mayıs sayısı çıktı.
Nida Dergisi 179. sayısı okuyucuyla buluştu

Nida Dergisi 179. sayısı okuyucuyla buluştu



Nida Dergisi 179. sayısında da birbirinden önemli makaleleriyle okuyucusunun ilgisini çekmeye devam ediyor.
İktibas Dergisi'nin Mayıs 2017/461 sayısı çıktı

İktibas Dergisi'nin Mayıs 2017/461 sayısı çıktı



İktibas Dergisi Mayıs 2017/461. Sayısı “Hatalı Seçimler’in Anlamını Kavrayamamak” manşeti ile okuyucusuyla buluşuyor.
Peru’dan Türkiye’ye ilham verici bir hayat

Peru’dan Türkiye’ye ilham verici bir hayat



Neşe Kutlutaş da'Companero Rosita' kitabında böyle bir insanın'gerçek olamayacak kadar güzel' diyebileceğiniz gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Mehmet Ali Başaran yazdı.
İktibas Dergisi'nin Nisan 2017/460 Sayısı çıktı

İktibas Dergisi'nin Nisan 2017/460 Sayısı çıktı



İktibas Dergisi Nisan 2017/460. Sayısı “Esas”tan Yanlış “Seçim”lerin Dayanılmaz Hafifliği” manşeti ile okuyucusuyla buluşuyor.
                             
Normal Görünüm