Kemal SONGÜR
Bahattin Hamarat ağabeye RAHMET duasıyla
"O, hanginizin daha güzel amelde-işde bulunacağını denemek (ortaya çıkarmak) için ölümü ve hayatı yarattı. O Aziz'dir (üstün ve güçlü olandır), Gafur'dur (çok bağışlayandır). (67-Mülk 2)
"Andolsun ki Biz sizi biraz korku, biraz açlık ve biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele. Onlara bir musibet isabet ettiğinde "Biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na dönücüleriz" derler. (2-Bakara 155,156)
İmtihana tabi tutulan ve vefatıyla sınanması sonlanan bir güzel mü'min kul daha aramızdan ayrıldı.
"Allah'a ibadet/kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın" (4/36) ayetini olanca titizliğiyle hayatına taşıyan bir muvahhid idi..,
Tevhidi titizlikle koruyan ve cahili-şirki oluşumlarla asla uzlaşmayan bir mü'min idi..,
Ne eski eski olduğu için ne yeni yeni olduğu için bizatihi değerli/doğrudur, bilakis değeri ve hakikati Kur'an tanımlar diyenlerden idi..,
Mezhebi, meşrebi, kavmi kaygıların/öncelemelerin ya da atıfların zerre-i miskali yoktu, onun bütün kaygısı İslam idi, Selman Farisi'nin deyimiyle O, İslam'ın çocuğuydu..,
Gösterişten uzak ve olanca samimiyetiyle hayata yansıyan bir kimliğin-kişiliğin timsali idi..,
Ümmet ve kardeşlik kavramlarının işlevselleğini tevhid temelli okuyan bir müslim idi..,
İKRA/OKU EMRİNİ AMELE YANSITAN BİR KIRAAT EHLİ İDİ..
Bahattin ağabeyin bu emirden anladığı önce Kur'an okumak ve rasulün örnekliğini hayatına taşımakdı, vahiy merkezli bir okuma biçiminin bütün okumaların fayda sağlayacağı bir sonuç doğuracağı gerçeğine vurgu yapardı..,
sonra; afaktaki/enfüsteki ayetleri okumak,
sonra; hayatın işleyişini okumak,
sonra; bu işleyişe hevalarıyla müdahil olmak isteyen cahili/şirki zihinlerin üretimlerini-tuzaklarını okumak,
sonra; ayartıcıların ve zalimlerin saldırılarına karşı vahyin gölgesinde inşa olmuş cemaat/ümmet bilinciyle duruş sergilemek,
sonra; seferle emrolunan ve zaferle yükümlü tutulmayan bir bilinçle elden gelenin yapılması ve bu itminan ile rahmet-i Rahman'ın huzuruna varabilmek idi..
İzmir'de yaşayan müslümanlar olarak dostumuz, kardeşimiz, hocamız, ağabeyimiz olarak kendisinden çokça istifade ettik, çok okuyan/araştıran biri olarak önce İslami literatüre çok hakimdi, dahası insan eli üretimi olan ideolojiler ve izm'lerin hem tarihçesine hem güncel yansımalarına olan vukufiyeti/yetkinliği çokça takdire şayandı. Kolaylıkla ne selefleri ne yenileri olumlamaz ve dar gözeli kriter eleğinden herkes geçemezdi, asla tekfirci değildi vefakat sahiplenme ya da doğrulama ya da takibe değer bulma noktasında ince eleyip sıkı dokuyan bir hakikat aşığıydı. (bu taltif/takdir cümlelerini yaşıyorken duysa idi hiç hoş karşılamaz ve hemen yakama yapışırdı, lakin bu gerçekliği örnek alınmasına matuf hatırlatmaktayım)
Şahsen Bahattin ağabeyle 1989 İran seyahati ve dahi birçok yolculuk yapmış birisi olarak "arkadaşınızı yolculukta tanıyın" tavsiyesinden hareketle çok değerli ve bereketli bir yoldaş olduğunu söylemeliyim. İster selef ister yeni eli kalem tutan/tutmuş kişilerin biyografisini ve hayatı okuma biçimlerini'adeta' google atılmış bir tık misali/ile Bahattin ağacığıma sorar ve kolaylıkla bilgilenir idim. Makineye bağlı olduğu son döneme kadar neredeyse her hafta benim tekstil dükkanıma gelirdi, görüşür ve dertleşir idik, arasıra da biz evine baskın yapardık. Evini bilenler bilir, adeta kitapçı dükkanı gibidir, her ideolojik kitabı bulabilirsiniz, hatta eskiden şakalaşırdık arkadaşlarla; Bahattin ağabeyin evini mit ya da polis bassa ve kitapları toplasa varacağı sonuç ne olurdu diye!? çünkü, öne çıkmış birçok ideoloğun ve farklı izm'lerin kitapları bol miktarda mevcut idi.
Bir düşünün!; günün yirmi saatine yakın kısmını rahat nefes alabilmek için makinaya bağlı bir insanın okuma azmi ve ümmetin derdine çözüm üretebilme azmi her kişinin değil, er kişinin hasleti olsa gerektir, İslami mücadele ve dava kaygısını her daim diri tutan kardeşimizdi, son dönemlerde sık sık hastaneye kaldırılmakta ve bir hafta kadar yattıktan sonra eve götürülmekteydi, hastanede olduğu vakit dahi elinden kitabı düşürmez ve gazete makalelerini keser kitabın arasına koyardı, yanına gittiğimde bana bunları okumaya çalışır ve ne dediğimi sorardı, bende, abi hastaneden çık rahat rahat münazara edelim derdim ama pek dinlemezdi.
Sevgili ağabeyimizi, dostumuzu ve has uyarılarını/sohbetlerini özleyeceğiz.
"Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis.
Rabbine hoşnut edici ve hoşnut edilmiş olarak dön.
(İkramda bulunulacak) kullarımın arasına katıl.
Ve cennetime gir." (89-Fecr 27..30) ilahi hitaba mazhar olan kullarından eylesin Bahattin ağabeyimizi ve cümlemizi.