Yorum Analiz

“Ama Mursi ve İhvan’ın Hataları Vardı!” diyen zavallılar



Ordu, sivil halkın ve siyasetçilerin üzerinden silindir gibi geçerken, devireni değil de devrileni eleştirmek, en hafif ifadeyle zulmü alkışlamak ve zalimin sırtını sıvazlamaktır.

Taha Kılınç, Yeni Şafak gazetesindeki yazısında Şehid Muhammed Mursi’ye “Mursi’nin Hataları Vardı!” türünden kelimelerle başlayan eleştirilerin zavallılığını ortaya koyuyor:

Muhammed Mursi’nin vefatından sonra, Türkiye başta olmak üzere İslâm dünyasının birçok noktasında, ayrıca Asya, Avrupa ve Amerika’nın çeşitli yerlerinde gıyabî cenaze namazları kılındı, dualar edildi. Vefat haberinin duyulmasıyla birlikte sosyal medyayı hareketlendiren, paylaşımlar yapan, samimi üzüntü ve taziyelerini bildiren yüz binlerce insan elbette vicdanın ve insanlığın gerektirdiği bir hassasiyetle hareket etti. Kendi ülkesinde haksız yere “terör” suçlamasıyla yargılanan bir devlet adamına, ma’şerî vicdan böylece muhteşem bir uğurlama merasimi düzenledi, hakkında hüsn-ü şehadette bulundu.

Mursi’nin vefatına gösterilen negatif reaksiyonları ise ikiye ayırmak icap ediyor: 1) Tamamen sükut edenler ve bilinçli bir suskunlukla, Mursi’yi kendilerince mahkûm etmeye çalışıp yok sayanlar, 2) Büyük bir kin ve öfkeyle Mursi’nin hatalarını sıralayıp, adeta “Ölmeyi hak etmişti” demeye getirenler, hatta bunu açıkça söyleyenler…

Birinci grupta, 3 Temmuz 2013’te Muhammed Mursi’nin iktidardan ve cumhurbaşkanlığı koltuğundan uzaklaştırıldığı askerî darbeyi destekleyen ülkeler ve avaneleri bulunuyor. Tamamen askerin kontrolündeki Mısır basınının Mursi’yi nasıl yok saydığı zaten malum. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman ve bilumum Arap yönetimleri, sanki Mursi diye biri hiç yaşamamış edalarına büründüler. Tüm bu ülkeler ve peşlerine takılan iktidarlar (örneğin Filistin yönetimi, Mursi için taziye merasimlerini bile engelledi), Müslüman Kardeşler Teşkilâtı’nı (İhvân) şeytanlaştırmak için yıllardır ellerinden geleni zaten yapıyordu. Basın-yayın organlarından sürekli “İhvân’ın kötülükleri”ne maruz kalan kitlelerin, zaman içinde İhvân’ın gerçek kimliği ve yapısına dair merak ve ilgilerini yitirdiklerini, medyanın kendilerine sunduğu tabloyu bilinçsizce benimsediklerini söylemek mümkün. Bu ülkelerde İhvân aynı zamanda “terör örgütü” statüsünde olduğu için, cesur bir şekilde ortaya çıkmak da haliyle çok kolay değil.

İlginçtir, Muhammed Mursi’nin idamını sükutla karşılayan ülkelerden biri de İran oldu. Ne Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’den, ne Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’den, ne de diğer üst düzey yetkililerden herhangi bir açıklama veya taziye mesajı geldi. İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, yaptığı kısacık duyuruda Mursi’nin ailesine ve Mısır halkına başsağlığı diledi, o kadar.

İran’ın böyle bir tavır sergilemesinin nedeni, hiç şüphesiz ki Muhammed Mursi’nin Suriye rejimine olan mesafesiydi. Olayların başlangıcından itibaren Suriye halkının yanında yer alan Mursi, cumhurbaşkanlığı süresince de sivillerin üzerine kurşun yağdıran Beşşar Esed rejimine hep eleştirel yaklaştı ve bunu çekinmeden ifade etti. İran açısından, Mursi’nin ve İhvân iktidarının ortadan kaldırılması, sadece Suriye meselesi bağlamında değil, Arap dünyasındaki en güçlü ve dişli iktidar adayının devrilmesi noktasında da önemliydi. Halkın gönülden desteklediği sivil, başarılı ve muteber bir İhvân iktidarı, İran’ın yayılmacı bölgesel perspektifi yönünden elbette en olumsuz senaryoydu.

Muhammed Mursi’ye “ölmeyi hak etmişti” şeklinde reaksiyon gösteren ikinci grup ise, onun hatalarını tekrarlarken hem iktidarı sırasında attığı bazı adımları öne çıkardı, hem de Körfez basınının uydurduğu iftira ve ithamlara balıklama daldı. İdeolojik gerekçelerle İhvân’a karşı olanlardan İran çizgisinde düşünenlere, düpedüz İslâm düşmanlarından cahil halk yığınlarına kadar geniş bir yelpazeyi içeren bu güruhun ortak özelliği, paylaştıkları şeylerin aslını araştırma noktasındaki isteksizlikleri ve meraksızlıklarıydı. Kafalarındaki ezberlerle mutluydular ve önyargılarının kırılmasından da ölesiye korkuyorlardı.

“Mursi, Amerika’nın adamıydı” (İhvân’ı ABD’nin yetiştirdiğini ve Mısır’da iktidara getirdiğini savundular), “Mursi döneminde, Mısır Meclisi, ölmüş kadınlarla ilişkiye onay veren karar çıkardı” (kıymetli okurlarımdan bu ayrıntı için özür diliyorum. Böyle bir durum ne gündeme geldi ne de meclisten konuşulup karara bağlandı. Suudi basını bu iftirayı uydurdu ve dünyaya servis etti), “Mursi, İsrail’le müttefikti” (Suriye’de mazlumların üzerine kurşun yağdırılmasını eleştirdiği için bu sıfatı yapıştırdılar), “Mursi, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e ‘dostum’ demişti” (Mursi’nin, Tel Aviv’e gönderilen Mısır büyükelçisinin elindeki diplomatik mektupta yazan resmî hitap ifadesinden bu sonucu çıkardılar) ve daha birçok şey… Mursi’nin vefatından sonra bu ve benzeri cümleleri dillerine dolayanlardan, Mısır’ı bu hale getiren askerî cunta ve destekçilerine yönelik hiçbir eleştiri duymamamız tabii ki tesadüf değildi. Kısacık iktidarı sırasında, devlet aygıtlarının kontrolünün Mursi’nin elinde olmadığı, ordunun ve istihbaratın kendisinin aleyhine çalıştığı, istihbarat şeflerinin Cumhurbaşkanı Mursi’den bilgi gizlediği ve onu yanlış yönlendirdiği, komutanların ABD ve İsrail’le Mursi’yi devirmek üzere müzakerelere giriştikleri gibi somut gerçekler de artık ortaya çıkmış olmasına rağmen…

(Mursi’ye verip veriştirenler içinde en komik grubu ise, “Mursi, müşrik bir demokrattı” diyen bazı Selefîler teşkil etti. Sayıları az olsa da, kendilerinden emin bir şekilde sergiledikleri tavır, ibretlikti. Üstelik, Mısır’da Selefî Nur Partisi’nin darbeye açık desteğini de unutmuş görünüyorlardı.)

Mursi’nin hiç mi hatası yoktu? Elbette vardı. Her insan gibi, hepimiz gibi... 1954’te asker tarafından yasaklanan, düşman ilân edilen ve mensupları sürekli kovuşturmaya uğrayan bir siyasî hareket, 2011’de iktidarı aniden kucağında bulunca, elbette bazı tecrübesizlikler ve acemilikler yaşayacaktı, bundan daha normal ne olabilir?

Ama Mursi’nin hiçbir hatası, askerî darbeyle devrilecek kadar büyük ve önemli değildi. Şu da var: Ordu, sivil halkın ve siyasetçilerin üzerinden silindir gibi geçerken, devireni değil de devrileni eleştirmek, en hafif ifadeyle zulmü alkışlamak ve zalimin sırtını sıvazlamaktır.

Share
  Tweet
Yorum Analiz
İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil

İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil



Bizi yoldan çıkarabilecek potansiyel taşıyan süfli arzulardan nefsimizi arındırmak için somut tedbirler almak, tüm müminlerin ortak sorumluluğudur. İffetli olmayı sadece hanımlara indirgemek, cahiliyenin özelliğidir.
Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz

Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz



Cahiliyeden ayrışma, Kur'an neslinin ve onun öncülüğünde ümmetin yeniden inşası düşüncesini 20. yy'da Müslümanların gündemine taşımış olan ve bunun tek yolunun da yeniden Kur'an'a dönmekle mümkün olduğu gerçeğinin altını çizmiş bulunan şehid Seyyid Kutub'u şehadetinin 54. yılında rahmetle anıyoruz.

"Asıl virüs ekranda"



Gençlere uyuşturucu ve LGBT sapkınlığını aşılama misyonunu üstlenen ABD merkezli dijital yayın platformu Netflix’in, toplumsal değerleri aşındırmak üzere kurguladığı son yapımı, “Aşk 101”e tepkiler gelmeye devam ediyor.
Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi

Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi



Sokağa çıkma yasağı kararı sonrası ortaya çıkan manzara kriz dönemlerinde kitlelerin psikolojisini tamamen göz ardı ederek “kuruyemiş, cips ve kola kuyruğuna girmiş şuursuz ve açgözlü güruhlar” şeklinde niteleyen trollerin söylemi etrafı kapladı.
‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’

‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’



Kültür, sanat ve edebiyat sitesi ‘Dünyabizim’de, M. Nihat Malkoç imzasıyla yayınlanan makalede, 'koronavirüsün, kapitalist sistemin maskesini düşürdüğü' vurgulandı.

"Zaman Siyasi Hesap Yapma Zamanı Değildir"



Koronavirüsü salgını sebebiyle oluşacak ekonomik sıkıntıların, tek elden yürütülecek çalışmalarla giderilmesinin zorluğuna işaret eden yazar Hamza Er, "zaman siyasi hesaplaşmalardan sıyrılarak insanlara el uzatma zamanıdır" dedi.
Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları

Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları



Yeni moda yaklaşımlarından biri de, bundan sonra tarihin “Koronadan Önce-Korona’dan Sonra” diye takvimlendirileceği. Bu yaklaşıma göre, karşı karşıya kaldığımız salgın dünyada öylesine büyük değişimlere yol açacakmış ki, 2020 bundan sonra yeni “Milad” olarak nitelendirilecekmiş.
Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor?

Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor?



Uzlet de insana huzur veren bir araç olarak görülürse kişinin zorunlu da olsa evde kalması, bir hapis cezasından ziyade manevî özgürlüğünü sağlayan bir ruhî yolculuktur. Her hayırda bir musibet vardır.
Panikten Kurtulmanın Yolu

Panikten Kurtulmanın Yolu



Dr. Vehbi KARAKAŞ, "Korona Virüsü Kaynaklı Panikten Kurtulmanın Yolu" başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.
Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz

Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz



Ali Rıza Demircan Hoca, "Allah’ın kanunu olan ihtiyarlığın ömrün bereketli bir dönemi olabilmesi için yarınların ihtiyarları olan bugünün gençlerine de görevler düşmektedir." diyor.
Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı

Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı



Ramazan Yazçiçek Tevekkül konusunu gündeme aldı. İçerisinde bulunduğumuz şu günlerde yazı daha bir anlam kazanıyor.
Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları

Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları



“Çin’de ortaya çıkarak hızla dünyaya yayılan Kovid-19 salgınının yol açtığı sosyo-psikolojik durum, küreselleşme sürecinde risklerin öngörülemez ve tanımlanamaz bir niteliğe sahip olduğunu gösteriyor.”
Ayetullah Koronavirüs ve Duamız

Ayetullah Koronavirüs ve Duamız



Fevzi Zülaloğlu, Koronavirüs Salgınına karşı güzel bir Kur'an Duası yapıyor.
Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…

Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…



Corona virüsü, farkındalık oluşturdu bizim için… İnsan olduğumuzun farkına vardık…Allah’ın (cc) koyduğu nizam karşısında aciz olduğumuzun farkına vardık…
Yaşlılarımızın Görevleri

Yaşlılarımızın Görevleri



Ali Rıza Demircan Hoca, "İhtiyarlık da Bir Nimettir/Yaşlılarımızın Görevleri" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?

‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?



Evet kabul edelim ki “evde kal” maalesef bir orta ve üst sınıf çağrısı. 
“Evlerinizi Mabed Edinin”

“Evlerinizi Mabed Edinin”



Nitekim Yunus suresinin 87. âyeti, iki peygambere, Hz. Musa ve Hz. Harun’a hitap ediyor gibi görünürken, aslında hem indiği dönemin muhatapları olan Ashab-ı Kiram’ın hem de sonradan gelecek Ümmet-i Muhammed’in karakterlerini inşa ediyor…
Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?

Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?



Basketbolcu eşinin karnı burnunda salonda eşini desteklediği haberi üzerine bir mukayese yapan Hamza Er, Müslümanların halini sorgulayarak, "Müslüman kadınlar bu hayattan çekilirse, öğretmenlik, örneklik misyonlarını terk ederlerse neslin bozulmasından şikâyet etmeye hakkımız olacak mı?" diyor.
Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?

Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?



Hayrettin Karaman: 1949’daki anlaşma uyarınca Türkiye’deki eğitim politikasını ABD mi belirliyor? diye soruyor.
Mısır'ın rüyası Mursi

Mısır'ın rüyası Mursi



Haşim Akın Muhammed Mursi ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Rüya deyince aklına Mısır’ın geldiğini ifade eden Akın, Mursi’nin vefatını, Peygamberlerden günümüze ülkede verilen mücadelelerin son halkası olarak görüyor.
Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?

Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?



“Okumakla olmuyor” derler, “yazmak da bir şey ifade etmiyor” diye sızlanırlar. Bu kişiler nezdinde “düşünmek” de beyhude kürek çekmeye benzer bir yorgunluktur. Hüseyin Akın Milli Gazete'de yazdı...
Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor

Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor



Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, yazısında AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi’nin “içki” çıkışını yorumlamış.
Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu

Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu



Yıldıray Oğur, “Atatürk”ü konu alan yazılı literatürü mercek altına aldığı yazısında Mustafa Kemal’in nasıl da bütün “en”leri şahsında toplayan şişirilmiş bir portre olarak betimlendiğine ve fütursuzca başvurulan yalanlara dikkat çekiyor.
Hayırlı Cumalar Sergisi

Hayırlı Cumalar Sergisi



İsmail Kılıçaslan'ın Türkiye'deki sosyolojik değişime dikkat çektiği yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!

Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!



Aile ve sosyal konulara sünnetullah çerçevesinde yaklaşım gösteren Sema Maraşlı kim ne der demeden gerçekleri dile getirmeye devam ediyor. Maraşlı bu yazısında da erken yaşta evlenip tecavüzcü deyip hapse tıkılan mağdur erkek ve eşlerini konu edindi.
Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?

Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?



Afganistan İslam Emirliği Taliban Hareketi’nin El İmarat-Cihad’ın Sesi adlı internet sitesinde ‘Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor’ başlıklı bir makale yayınlandı.
İnsan doğası İslam'ı ister

İnsan doğası İslam'ı ister



Allah insanlar arasından şeçip görevlendirdiği Elçileri/Peygamberleri aracılığıyla yasalar göndermiş, kodladığı güzelliklerin yaşanılmasını, çirkinliklerden de kaçınılmasını emretmiştir. Sorgulanacak insan Cennet’le nimetlendirilecek veya Cehennem ile azap edilecektir.
Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?

Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?



"Ankara Altındağ'da Yenidoğan semtinde oturan Emine Özdemir ve Levent Karakaya, 2006'da birbirlerine âşık oldu. Emine o zaman 15, Levent ise 18 yaşındaydı. Kızın yaşı küçük olduğu için aile evlenmelerine izin vermedi. Gençler birlikte kaçtı.
Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil

Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil



Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Saraybosna'da yaşadığı bir anısını kaleme aldığı yazısında, önemli bir noktaya işaret ediyor.
Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı

Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı



İslam dünyası toplumları, karşı karşıya bulundukları, temel-hayati-varoluşsal sorunları, ontolojik-epistemolojik derin bağımlılığı bir sorun olarak görmediği için, yanlış bilincin saltanatı ile kitleleri büyülemeye çalışıyor.
                             
Normal Görünüm