Yorum Analiz

Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!



Aile ve sosyal konulara sünnetullah çerçevesinde yaklaşım gösteren Sema Maraşlı kim ne der demeden gerçekleri dile getirmeye devam ediyor. Maraşlı bu yazısında da erken yaşta evlenip tecavüzcü deyip hapse tıkılan mağdur erkek ve eşlerini konu edindi.

Bizde 18 yaş altında kızlara geri zekalı muamelesi yapılıyor ve kız “ben gönlümle evlendim” dese de hiç dikkate alınmıyor, “sen kız çocuğusun aklın ermez, bilmezsin” deyip kocası hapse tıkılıyor. Nasıl başarıyorsak Batı’dan aldığımız kanunlardan en çok dindarlar zarar görüyor.

Bu yüzden 18 yaş altı çocuklarımızı koruyalım, sahtekarlığından çıkıp, realiteden bakıp ona göre inançlı insanlar zarar göremeyecek şekilde, düzenlenme yapılsın acilen ve içerde evlenme cezasından yatan mazlumlar bir an önce çıksınlar, hanımlarının ve çocuklarının yüzü gülsün.

Sema Maraşlı / Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!

Erken Evlenenlere Özgürlük

“Kızlarımız okusun, hayat bayram olsun…” hayalinden bir çıkıp gerçekleri görürsek iyi olur. 18 yaş 14 yaş arası kızların çoğunun sevgilisi var. Sosyal hesaplarına bakılırsa hiç de çocuk havası yok. Ve sevgilileri ile de cinsellik yaşayanların sayısı da oldukça yüksek. 18 yaş altındaki kızlar, dini nikahla evlendiğinde kocaları tecavüzcü sayılıp hapse atılıyor; fakat zina yapsalar bir problem yok, yeter ki evlenmesinler.

Erken evlilik olmasın, diye çabalayan muhafazakarlara ve feministlere bakıyorum hiçbirinin de erken yaşta nikahsız ilişkiyi önleme konusunda bir çalışması yok. Çocuklar evlenmesinmiş.

O çocuk dediğiniz ergenlerin yemediği halt kalmıyor, evliliğe gelince mi problem! Eğer samimi olarak gençleri düşünüyorsanız onlara faydalı eğitimler vermek ve zinanın önüne geçmek için çalışırsınız.

Biz Müslüman bir ülkeyiz. Bizde zina olmaması lazım, evlilik değil. Zinaya giden yollar açık bırakılır fakat evlilik yollarına taş konulursa bu zinayı artırmaktan başka bir işe yaramaz.

Dinen reşit olmuş kişiler evlenebilir. Dinen reşit olmak için de ergenliğe girmiş ve aklı olgunlaşmış iyi ve kötüyü ayırt edebiliyor olması alış-verişten anlıyor olması gibi şartları var dinimizin. Bu olgunluğa sahip olan kişiler evlenebilir. Onlara evliliği yasaklamak zina yollarını açmak demektir.

Batı’da da böyle. Resmi evlilik yaşı 18 fakat ergenler 14 yaşında reşit sayılıyor evlenemiyor fakat cinsel birliktelik yaşayabiliyor. Bizde 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç.

Geçmiş yıllarda evlendiği zaman karısı 18 yaş altında olduğu için hapis yatan binlerce erkek var içerde. Tek suçları dini nikahla evlenmek. Kadınların hiçbirinin şikayeti yok ve kocalarını hapisten kurtarmak için çabalıyorlar.

Resmiyette kocalarını kurtarmak için başvuran 4 bin üzerinde kadın var, diye açıklama yapılmıştı. Ki sayı bunun çok çok üstündedir fakat başvuranlar bunlar. Kadınlar “Biz kendi gönlümüzle, düğünle dernekle, dini nikahla evlendik, kocalarımızı seviyoruz, bizi zorlamadılar onları bırakın biz de çocuklarımız da mağduruz…” diyorlar. Bu rakamlar üzerinden en on bin çocuk da “anne-babası erken evlendi” diye babasız büyüyor. Kadınlar ve çocuklar maddi- manevi sıkıntıda.

Milletvekillerinin bir kısmının, bu mağdur kadınlara verilmiş sözü vardı ve kanun çıkacağı zaman feministler ayaklandılar ve “Tecavüzcü ile evlilik serbest bırakılıyor.” Diye yaygara çıkardılar öyle olmadığını bildikleri halde.

Kanun tekrar görüşülmek üzere notuyla geri çekildi, fakat tekrar görüşülmedi. Binlerce erkek dini nikahla evlenmenin cezası olarak içeride tecavüzden yatıyor. Hem de 8 den 16 yıla kadar ağır cezalarla. Eşleri ve çocukları dışarıda ağlıyorlar. O mazlumların göz yaşlarında hepimiz boğuluruz. Milletvekilleri bu kanunları nasıl içlerine sindiriyorlar acaba?

Tek suçları evlenmek olan kişileri hapse atmanın hesabını, kanunun düzenlenmesine engel olanlar, ve yetkililer nasıl verecek?

Gerçekten merak ediyorum, feministlerin nesinden korkuluyor? Neredeyse hepsi Avrupa fonundan besleniyor ve çoğunluğu hükümet düşmanı. Bunların nesinden korkuyor hükümet?

Sayıları da çok değil. Sadece sosyal ağları ve medyayı iyi kullanıyorlar. Feministlerden değil, bunların dediklerini yapmaktan korkun. Feministlerin hiçbir yere huzur getirdiği görülmemiş ancak kargaşa çıkarırlar.

Güya kadın hakklarını savunurlar o da yalan. Bakın, kocaları onlarla evlendi diye “nikah cezası olarak” hapiste olan kadınların haklarını neden savunmuyorlar feministler. Onların ve çocuklarını gözyaşlarını neden görmüyorlar. Zira ideolojilerine uymuyor.

Bırakın femisintler carlasın dursunlar; onlar carlamak için büyük paralar alıyorlar Avrupa fonundan, herkes görevini yapar, milletvekillerinin ve hükümetin hakkı ve adaleti seçmesi gerekir. Allah’tan gayri bir şeyden korkmayanın yardımcısı Allah’tır.

Sayın Milletvekilleri!

Lütfen bir an önce erken evlendiği için hapis yatanların, serbest bırakılması içi çalışmalar yapın. 15 yaş 18 yaş arası evliliği serbest bırakın.

Bakınız ne zaman Allah’tan gayri şeylerden korkuldu ayaklarınıza dolaştı.

18 yaş evlilikler, gençlerin cinsel olarak aktif olduğu, dinimizin izin verdiği, geleneğimizde de var olan bir kültür. Bunun alt sınırını belirlersiniz. 15 yaş olabilir. 18-15 yaş arası evlenecek olanlar uzman bir ekipten izin kağıdı alabilirler.

Burada aile baskısı var mı zorla mı evlendiriliyor, ya da erkekten yana bir tehdit ya da taciz var mı gibi konularda psikolog, polis ve diğer uzmanların olduğu ekip kızın tamamen kendi rızası ile geldiğine emin olursa izin verilir, o da evlenir. Bir kız zorla mı gönlüyle mi evleniyor anlamak zor değil bu devirde artık her imkan var.

Siz evliliğe izin vermezseniz ne olur? Zina olur. Vebali de üstünüze olur.

Batı’da evlilik yaşı 18. Fakat 13-14 yaşından sonra kızlar istediği erkekle ilişkiye girebiliyor ve aynı evde evli gibi yaşayabiliyor, yasak değil. 14 yaşından sonra çocuk olarak değil, genç olarak görülüyor. Bu yüzden evlilik yaşının 18 olması onları pek ilgilendirmiyor zina serbest 18 i geçse de zaten çoğu evlenmiyor. Bizde evlilik yaşının 18 olması ancak düzgün helal hayat sürmek isteyenlere ceza oluyor.

Geçen yıl Amerika’da 15-19 yaş arası 1000 kızdan 29.4 ü doğum yapmış.

İngiltere de 15-19 yaş arası 1000 kızın gebe kalma oranı (44.2) yarısı kürtaj yaptırmış yarısı doğurmuş.

Devlet bu kızların birlikte olduğu kişileri toplayıp toplayıp hapse atmıyor. Batı’nın serbestliğini alıyorsak modernlik diye, bari o konudaki kanunlarını da alalım. 14 yaş resit olarak kabul ediliyor ve ona karışılmıyor.

Bizde 18 yaş altında kızlara geri zekalı muamelesi yapılıyor ve kız “ben gönlümle evlendim” dese de hiç dikkate alınmıyor, “sen kız çocuğusun aklın ermez, bilmezsin” deyip kocası hapse tıkılıyor. Nasıl başarıyorsak Batı’dan aldığımız kanunlardan en çok dindarlar zarar görüyor.

Bu yüzden 18 yaş altı çocuklarımızı koruyalım, sahtekarlığından çıkıp, realiteden bakıp ona göre inançlı insanlar zarar göremeyecek şekilde, düzenlenme yapılsın acilen ve içerde evlenme cezasından yatan mazlumlar bir an önce çıksınlar, hanımlarının ve çocuklarının yüzü gülsün.

Sayın Milletvekilleri,

Sizin kendi oğlunuz 18 yaş altı bir kızla evlenmiş olsa, oğlunuzun 8 yıl hapis yatmasına hem de gerçek tecavüzcülerle birlikte aynı koğuşta kalmasına razı olur muydunuz?

Karısını ve çocuklarından ve sizlerden ayrı suçsuz yere en ağır cezadan gençliğini hapis çürütmesine razı olur muydunuz?

Müslüman kendisi için istemediğini, müslüman kardeşi için de dinihaber.com istemez. Sustuğunuz her şeyin hesabını vereceksiniz.

Bu vebalde kalmak istemiyorsanız bir an önce resmiyette reşit olma yaşını değiştirmeniz lazım. 15 yaş resit olmak için ideal bir yaş.

Daha önceki problem dini nikaha “dini nikah” demeyip “cinsel istismar” dendiği için yaşandı. Dini nikaha “tecavüzcüsü ile evlenme yasası” denirse siz de tecavüzcüleri serbet bırakanlar olarak ilan edilirsiniz elbette.

Lütfen Allah rızası için dini nikahı kabul edin ve dini nikaha dini nikah deme cesaretini bulun kendinizde.

Önce cesaret. Dinsizlerin cesareti kadar bir Müslümanın cesareti yoksa ağlayalım halimize. Bu mazlumların eşlerinin, çocuklarının, anne-babalarının döktükleri gözyaşlarında boğulmak istemiyorsanız bir an önce kocalarını serbest bırakın.

Share
  Tweet
Yorum Analiz
İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil

İffetli olmak sadece kadınlara özgü değil



Bizi yoldan çıkarabilecek potansiyel taşıyan süfli arzulardan nefsimizi arındırmak için somut tedbirler almak, tüm müminlerin ortak sorumluluğudur. İffetli olmayı sadece hanımlara indirgemek, cahiliyenin özelliğidir.
Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz

Şehid Seyyid Kutub'u rahmetle anıyoruz



Cahiliyeden ayrışma, Kur'an neslinin ve onun öncülüğünde ümmetin yeniden inşası düşüncesini 20. yy'da Müslümanların gündemine taşımış olan ve bunun tek yolunun da yeniden Kur'an'a dönmekle mümkün olduğu gerçeğinin altını çizmiş bulunan şehid Seyyid Kutub'u şehadetinin 54. yılında rahmetle anıyoruz.

"Asıl virüs ekranda"



Gençlere uyuşturucu ve LGBT sapkınlığını aşılama misyonunu üstlenen ABD merkezli dijital yayın platformu Netflix’in, toplumsal değerleri aşındırmak üzere kurguladığı son yapımı, “Aşk 101”e tepkiler gelmeye devam ediyor.
Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi

Kriz Yönetiminde Kitle Psikolojisi İhmal Edildi



Sokağa çıkma yasağı kararı sonrası ortaya çıkan manzara kriz dönemlerinde kitlelerin psikolojisini tamamen göz ardı ederek “kuruyemiş, cips ve kola kuyruğuna girmiş şuursuz ve açgözlü güruhlar” şeklinde niteleyen trollerin söylemi etrafı kapladı.
‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’

‘Koronavirüs, kapitalist sistemin maskesini düşürdü’



Kültür, sanat ve edebiyat sitesi ‘Dünyabizim’de, M. Nihat Malkoç imzasıyla yayınlanan makalede, 'koronavirüsün, kapitalist sistemin maskesini düşürdüğü' vurgulandı.

"Zaman Siyasi Hesap Yapma Zamanı Değildir"



Koronavirüsü salgını sebebiyle oluşacak ekonomik sıkıntıların, tek elden yürütülecek çalışmalarla giderilmesinin zorluğuna işaret eden yazar Hamza Er, "zaman siyasi hesaplaşmalardan sıyrılarak insanlara el uzatma zamanıdır" dedi.
Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları

Yeni Dünya Düzeni fırsatçıları



Yeni moda yaklaşımlarından biri de, bundan sonra tarihin “Koronadan Önce-Korona’dan Sonra” diye takvimlendirileceği. Bu yaklaşıma göre, karşı karşıya kaldığımız salgın dünyada öylesine büyük değişimlere yol açacakmış ki, 2020 bundan sonra yeni “Milad” olarak nitelendirilecekmiş.
Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor?

Koronavirüs Bizi Uzlete mi Davet Ediyor?



Uzlet de insana huzur veren bir araç olarak görülürse kişinin zorunlu da olsa evde kalması, bir hapis cezasından ziyade manevî özgürlüğünü sağlayan bir ruhî yolculuktur. Her hayırda bir musibet vardır.
Panikten Kurtulmanın Yolu

Panikten Kurtulmanın Yolu



Dr. Vehbi KARAKAŞ, "Korona Virüsü Kaynaklı Panikten Kurtulmanın Yolu" başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.
Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz

Yaşlılarımıza Karşı Vazifelerimiz



Ali Rıza Demircan Hoca, "Allah’ın kanunu olan ihtiyarlığın ömrün bereketli bir dönemi olabilmesi için yarınların ihtiyarları olan bugünün gençlerine de görevler düşmektedir." diyor.
Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı

Ramazan Yazçiçek Tevekkül'ü yazdı



Ramazan Yazçiçek Tevekkül konusunu gündeme aldı. İçerisinde bulunduğumuz şu günlerde yazı daha bir anlam kazanıyor.
Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları

Koronavirüs Salgını, Risk Toplumu ve Sosyo-Psikolojik Sonuçları



“Çin’de ortaya çıkarak hızla dünyaya yayılan Kovid-19 salgınının yol açtığı sosyo-psikolojik durum, küreselleşme sürecinde risklerin öngörülemez ve tanımlanamaz bir niteliğe sahip olduğunu gösteriyor.”
Ayetullah Koronavirüs ve Duamız

Ayetullah Koronavirüs ve Duamız



Fevzi Zülaloğlu, Koronavirüs Salgınına karşı güzel bir Kur'an Duası yapıyor.
Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…

Corona Virüs Yapmadı Bütün Bunları…



Corona virüsü, farkındalık oluşturdu bizim için… İnsan olduğumuzun farkına vardık…Allah’ın (cc) koyduğu nizam karşısında aciz olduğumuzun farkına vardık…
Yaşlılarımızın Görevleri

Yaşlılarımızın Görevleri



Ali Rıza Demircan Hoca, "İhtiyarlık da Bir Nimettir/Yaşlılarımızın Görevleri" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?

‘Evde Kal’ Tamam da Nasıl?



Evet kabul edelim ki “evde kal” maalesef bir orta ve üst sınıf çağrısı. 
“Evlerinizi Mabed Edinin”

“Evlerinizi Mabed Edinin”



Nitekim Yunus suresinin 87. âyeti, iki peygambere, Hz. Musa ve Hz. Harun’a hitap ediyor gibi görünürken, aslında hem indiği dönemin muhatapları olan Ashab-ı Kiram’ın hem de sonradan gelecek Ümmet-i Muhammed’in karakterlerini inşa ediyor…
Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?

Bu ihmalkârlık, sorumsuzluk niçin?



Basketbolcu eşinin karnı burnunda salonda eşini desteklediği haberi üzerine bir mukayese yapan Hamza Er, Müslümanların halini sorgulayarak, "Müslüman kadınlar bu hayattan çekilirse, öğretmenlik, örneklik misyonlarını terk ederlerse neslin bozulmasından şikâyet etmeye hakkımız olacak mı?" diyor.
Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?

Eğitim politikasını ABD mi belirliyor?



Hayrettin Karaman: 1949’daki anlaşma uyarınca Türkiye’deki eğitim politikasını ABD mi belirliyor? diye soruyor.
“Ama Mursi ve İhvan’ın Hataları Vardı!” diyen zavallılar

“Ama Mursi ve İhvan’ın Hataları Vardı!” diyen zavallılar



Ordu, sivil halkın ve siyasetçilerin üzerinden silindir gibi geçerken, devireni değil de devrileni eleştirmek, en hafif ifadeyle zulmü alkışlamak ve zalimin sırtını sıvazlamaktır.
Mısır'ın rüyası Mursi

Mısır'ın rüyası Mursi



Haşim Akın Muhammed Mursi ile ilgili bir yazı kaleme aldı. Rüya deyince aklına Mısır’ın geldiğini ifade eden Akın, Mursi’nin vefatını, Peygamberlerden günümüze ülkede verilen mücadelelerin son halkası olarak görüyor.
Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?

Okumayı ve yazmayı bırakanları nasıl tanıyabilirsiniz?



“Okumakla olmuyor” derler, “yazmak da bir şey ifade etmiyor” diye sızlanırlar. Bu kişiler nezdinde “düşünmek” de beyhude kürek çekmeye benzer bir yorgunluktur. Hüseyin Akın Milli Gazete'de yazdı...
Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor

Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor



Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, yazısında AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi’nin “içki” çıkışını yorumlamış.
Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu

Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu



Yıldıray Oğur, “Atatürk”ü konu alan yazılı literatürü mercek altına aldığı yazısında Mustafa Kemal’in nasıl da bütün “en”leri şahsında toplayan şişirilmiş bir portre olarak betimlendiğine ve fütursuzca başvurulan yalanlara dikkat çekiyor.
Hayırlı Cumalar Sergisi

Hayırlı Cumalar Sergisi



İsmail Kılıçaslan'ın Türkiye'deki sosyolojik değişime dikkat çektiği yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?

Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?



Afganistan İslam Emirliği Taliban Hareketi’nin El İmarat-Cihad’ın Sesi adlı internet sitesinde ‘Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor’ başlıklı bir makale yayınlandı.
İnsan doğası İslam'ı ister

İnsan doğası İslam'ı ister



Allah insanlar arasından şeçip görevlendirdiği Elçileri/Peygamberleri aracılığıyla yasalar göndermiş, kodladığı güzelliklerin yaşanılmasını, çirkinliklerden de kaçınılmasını emretmiştir. Sorgulanacak insan Cennet’le nimetlendirilecek veya Cehennem ile azap edilecektir.
Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?

Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?



"Ankara Altındağ'da Yenidoğan semtinde oturan Emine Özdemir ve Levent Karakaya, 2006'da birbirlerine âşık oldu. Emine o zaman 15, Levent ise 18 yaşındaydı. Kızın yaşı küçük olduğu için aile evlenmelerine izin vermedi. Gençler birlikte kaçtı.
Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil

Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil



Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Saraybosna'da yaşadığı bir anısını kaleme aldığı yazısında, önemli bir noktaya işaret ediyor.
Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı

Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı



İslam dünyası toplumları, karşı karşıya bulundukları, temel-hayati-varoluşsal sorunları, ontolojik-epistemolojik derin bağımlılığı bir sorun olarak görmediği için, yanlış bilincin saltanatı ile kitleleri büyülemeye çalışıyor.
                             
Normal Görünüm