Yorum Analiz

Çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarını öğretmeli



Prof. Dr. Nevzat Tarhan, "Çocuğun yakın çevresinde risk grubunda kişiler varsa çocuğun aynı ortamda kalması engellenmelidir. Bir diğer husus ise çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarını öğretmektir." dedi.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarının öğretilmesi gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, şiddet ve cinsel istismar olaylarında tehlikenin büyük oranda yakın çevreden geldiğini ifade ederek, çocuğa mahremiyet eğitiminin ailede verilmesi gerektiğini vurguladı.

Gelişmiş ülkelerde sokakta giden birinin tanımadığı bir çocuğu izinsiz sevmesi, ona dokunması halinde cinsel suçtan tutuklanabileceğini aktaran Tarhan, Türkiye'de de benzer yasaların olması gerektiğini dile getirdi.

Çocuklara yönelik şiddet olaylarında en büyük sorumluluğun ailelere düştüğüne dikkati çeken Tarhan, şöyle devam etti:

"Bu konunun görünürlüğünde artış oldu. İnsanlar daha çok farkında ve daha duyarlı. Daha çok konuşuluyor. Sosyal medyanın etkisi var. Daha görünür oldu ama diğer açıdan da baktığımızda istatistiki veriler ve Adalet Bakanlığı verilerine göre, 0-18 yaş arasındaki çocuklara yönelik gerçekleştirilen cinsel şiddet ve çocuğun vücut bütünlüğüne yönelik suçların bütün suçlar içerisindeki oranı yüzde 64 Türkiye'de. ABD'deki istatistiksel verilere göre de çocuğa yönelik şiddet, çocuğun çocuğa uyguladığı şiddet, büyüğün çocuğa şiddeti gibi çocuğa yönelik suçlarda son 10 yılda bir önceki 10 yıla göre yüzde 57 oranında artış var. Bu nedenle bu konu bütün dünyada sosyologlar, çocuk gelişimcileri ve psikologların gündeme aldığı bir konu."

Tarhan, çocuğa yönelik şiddet olaylarının yakınlardan gelme oranının yüksek olduğunu vurguladı. Tarhan, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Cinsel suç ve taciz konusunda risk grupları kimlerdir diye baktığımızda ilk grup maalesef yüzde 70-80 oranında çocuğun tanıdığı kişiler, yakın akrabaları. Bu kişiler sağlıklı kişiler değil. Bu kişilerin erotik-pornografik yatkınlıkları çok fazla olan kişiler olduğunu görüyoruz. Bu kişilerin mahremiyete özen göstermediğini görüyoruz. Bazıları çok masum ve ahlaklı rolü oynuyorlar fakat çok ikircikli bir kişilikleri var. O nedenle çocukla baş başa kaldıkları zaman, alkol etkisiyle ya da başka nedenlerle rahatlıkla bu suça yönelebiliyorlar. Suç işleyen bu kişiler psikopat ve antisosyal olarak bilinen kişiler. Bu kişilerin diğer özellikleri de özellikle çocuklara yönelik pedofili kişilikler. Pedofili kişiliklerin özelliği disiplinli, iyi çalışan, iyi ahlaklı görünen birey olabilir. Bu kişilerin özelliği erotik pornografik materyallere ilgi göstermeleri. Bu kişiler şiddetli risk grubundadır."

"Çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarını öğretmek gerekiyor"

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğa yönelik şiddet ve cinsel suçların önlenmesinde ailelere önemli görevler düştüğünü belirtti.

Çocuğun yakın çevresinde böyle risk grubunda kişiler varsa çocuğun aynı ortamda kalmasının engellenmesi gerektiğini aktaran Tarhan, şunları kaydetti:

"Bu senin ağabeyindir, kuzenindir tarzındaki bir yaklaşımdan sakınarak daha dikkatli olmaları gerekir. Bir diğer husus ise çocuklara küçük yaşlarda mahremiyet sınırlarını öğretmektir. Mahremiyet sınırları sözle ya da nasihatle öğrenilmiyor. Aile içerisinde plaj kıyafetiyle ya da gece kulübü kıyafetiyle dolaşıyorsa çocuk bu ailede mahremiyet sınırını öğrenemez. Bunu doğal kabul eder ve o da başka ortamlara girdiği zaman sınır koyamayacağı için hayır diyemeyeceği için güvenli davranış geliştiremez. Onun için mahremiyet sınırları ailede öğretilmeli. Tuvalet kapısı ya da banyo kapısı açık, yatak odası açık yaşayan aileler var. Özel sınırları olmayan aileler var. Çocuklar daha çok aday."

Tarhan, cinsel istismar olmadan önce, çocukta 4 tane daha ihmal ve istismar olduğunu, cinsel istismarın bir sonuç olduğunu aktardı.

Bunların, duygusal ihmal ve istismar ile fiziksel ihmal ve istismar olarak sıralanabileceğini ifade eden Tarhan, "Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, onun duyguları ile oynamak onu evde yok saymak, onu aşağılamak, hep eleştirmek, hep azarlamak hep kötü söz söylemek bunlar duygusal istismar oluyor. Duygusal ihmal ise; çocuğun ihtiyacı olan duygusal ihtiyaçları vardır. Yani nasıl ki midenin vücudunun proteine karbonhidrata ihtiyacı varsa çocuğun gelişen ruhunun da sevgiye, saygıya, ilgiye ihtiyacı vardır." değerlendirmesini yaptı.

"Cinsel şiddet arttı"

Tarhan, güvenli davranışın çocuğa ve aileye öğretilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Özellikle gelişmiş toplumlarda, Batı toplumlarında cinsel suçlar çok arttı. Cinsel şiddet arttı. Çocuk tacizleri çok arttı. Çocuğa izinsiz dokunduğunuzda sevmek, dokunmak, onunla oynamanın bir suç olduğuyla ilgili yasa çıkaran ülkeler var. Hemen tutuklanabiliyor kişi. Çocuklar özgürlüğün kurbanı oldu. Türkiye de bunu yapmak zorunda. Geometrik olarak cinsel suç, ihmal, istismar artıyor. Önceden aile içerisinde örtbas ediliyordu. Artık daha çok görülüyor, konuşuluyor. Suçlar iki katına çıktı. Cinsellikle ilgili konular da toplumsal hassasiyetin daha da oluşması gerekiyor. Devletin hassasiyet oluşturması gerekiyor. Bu konuda erkekler ile kadınlar arasında cinsellikle ilgili suç oranı iki taraf için de geçerli. Sadece bu konuda kadınları ya da erkekleri kurban durumuna sokmamak gerekiyor. İki taraf da kurban olabilir. Kız çocukları da erkek çocukları da fark etmiyor."

AA

Share
  Tweet
Yorum Analiz
Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor

Bir oy uğruna ne taklalar atılıyor



Yeni Akit yazarı Ali Karahasanoğlu, yazısında AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi’nin “içki” çıkışını yorumlamış.
Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu

Şişirilmiş bir portre olarak Mustafa Kemal kurgusu



Yıldıray Oğur, “Atatürk”ü konu alan yazılı literatürü mercek altına aldığı yazısında Mustafa Kemal’in nasıl da bütün “en”leri şahsında toplayan şişirilmiş bir portre olarak betimlendiğine ve fütursuzca başvurulan yalanlara dikkat çekiyor.
Hayırlı Cumalar Sergisi

Hayırlı Cumalar Sergisi



İsmail Kılıçaslan'ın Türkiye'deki sosyolojik değişime dikkat çektiği yazısını sizlerle paylaşıyoruz.
Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!

Türkiye'de 18 yaş altına zina serbest, evlilik suç!



Aile ve sosyal konulara sünnetullah çerçevesinde yaklaşım gösteren Sema Maraşlı kim ne der demeden gerçekleri dile getirmeye devam ediyor. Maraşlı bu yazısında da erken yaşta evlenip tecavüzcü deyip hapse tıkılan mağdur erkek ve eşlerini konu edindi.
Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?

Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor?



Afganistan İslam Emirliği Taliban Hareketi’nin El İmarat-Cihad’ın Sesi adlı internet sitesinde ‘Amerika Afganistan’daki IŞİD’i Nasıl Destekliyor’ başlıklı bir makale yayınlandı.
İnsan doğası İslam'ı ister

İnsan doğası İslam'ı ister



Allah insanlar arasından şeçip görevlendirdiği Elçileri/Peygamberleri aracılığıyla yasalar göndermiş, kodladığı güzelliklerin yaşanılmasını, çirkinliklerden de kaçınılmasını emretmiştir. Sorgulanacak insan Cennet’le nimetlendirilecek veya Cehennem ile azap edilecektir.
Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?

Erken evlilik mağdurları neyi ifşa ediyor?



"Ankara Altındağ'da Yenidoğan semtinde oturan Emine Özdemir ve Levent Karakaya, 2006'da birbirlerine âşık oldu. Emine o zaman 15, Levent ise 18 yaşındaydı. Kızın yaşı küçük olduğu için aile evlenmelerine izin vermedi. Gençler birlikte kaçtı.
Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil

Hakan Albayrak: Bu adalet bizim değil



Karar Gazetesi yazarı Hakan Albayrak, Saraybosna'da yaşadığı bir anısını kaleme aldığı yazısında, önemli bir noktaya işaret ediyor.
Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı

Atasoy Müftüoğlu: Yanlış Bilincin Saltanatı



İslam dünyası toplumları, karşı karşıya bulundukları, temel-hayati-varoluşsal sorunları, ontolojik-epistemolojik derin bağımlılığı bir sorun olarak görmediği için, yanlış bilincin saltanatı ile kitleleri büyülemeye çalışıyor.
Toplumun ve Bireyin Laikleştirilmesi

Toplumun ve Bireyin Laikleştirilmesi



Laik-Kemalist kadroların öncülük ettiği Cumhuriyet’in toplum projesi, modernizm öğretisi olan rasyonalist ve tek tipleştiren ulusalcı bir projedir. Amaç, Türk toplum düzenini, sosyal ilişkileri, maddi ve manevi medeniyeti, Batı Medeniyeti tipine çevirmek, radikal bir şekilde sosyal değişimi gerçekleştirmektir.
“İdlip Saldırısının Tetikleyeceği Krizler”

“İdlip Saldırısının Tetikleyeceği Krizler”



“Türkiye (…) ya saldırıyı engellemek ya da elinden gelen tüm imkânları seferber ederek savunma hattındaki tüm mücahit grupları desteklemek mecburiyetindedir.”
“İstismarın” Hikâyesi!

“İstismarın” Hikâyesi!



Geçen hafta Cumartesi Anneleri’nin tertip ettiği eylem polislerce dağıtıldı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “İzin vermedik çünkü bu istismarın son bulmasını istedik.” dedi. Yıldıray Oğur, bugünkü yazısında, “istismarın” hikâyesini anlatıyor.
Kudüs Sadece Filistinlilerin Değildir

Kudüs Sadece Filistinlilerin Değildir



Daha önce yapılan bir baskında veya avlusunda yapılan bir ayinde güçlü bir sesle karşı çıkanlar nerede? Nerede Arap ve İslam ülkelerindeki resmi tavır ve tutum? Hatta siyasi partiler, parlamentoların, basın ve yayın organlarının sesi nerede? Nerede halkların tepkisi?
Yıldıray Oğur:Ey müminler TL’ye dönün!

Yıldıray Oğur:Ey müminler TL’ye dönün!



Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur: "Devlet, mesajlarını aktarmada her Cuma günü vatandaşlarının büyük bir çoğunluğunun toplandığı camilerde okunan hutbeleri hep iyi bir fırsat olarak gördü."
Güçlü Kadın – Ezilen Erkek = Güçlü Türkiye midir?

Güçlü Kadın – Ezilen Erkek = Güçlü Türkiye midir?



Seçim döneminde KADEM ve Ak Partili kadınlar “Güçlü Kadın Güçlü Türkiye” sloganı kullandılar. Slogan kulağa hoş geliyor da içini dolduran söylem yine yok. Sürekli bir kadın istihdamından, kadınların çalışma hayatına daha çok girmesinden bahsediliyor.
Çanlar Hümanizmin sonu için çalıyordu

Çanlar Hümanizmin sonu için çalıyordu



Ernest Hemingway dünya klasikleri arasına giren Çanlar Kimin İçin Çalıyor romanında savaşı, teknolojiyi, ölümü, inancı, ideolojileri ve modern yaşamı sorgular
Neden sömürülmeye müsait bir haldeyiz?

Neden sömürülmeye müsait bir haldeyiz?



Malik Bin Nebi, siyasî ve fizikî bağımsızlığın, zihnî bağımsızlık anlamına gelmediğini vurgular ve İslam ümmetini zihnî bağımsızlığa davet eder. Onun bu davetinin temelinde Ra’d Suresinin 11’inci ayeti vardır.
ABD-Türkiye ticaretinin tarihsel serüveni

ABD-Türkiye ticaretinin tarihsel serüveni



Türkiye-ABD ilişkileri tarihi süreç içinde birçok aşamadan geçip bugünlere geldi. Osmanlı döneminde başlayan ticari münasebetlerin günümüze kadar ki hikayesi merak konusu oldu
‘İnsan insanın yurdudur’

‘İnsan insanın yurdudur’



İnsan, insanın kurdudur şeklinde ifade edilen yıkıcı ve dehşet nitelikteki davranış kalıbının tek doğal egemen gerçeklik biçimi olarak kabul edildiği dünyamızda, insanın insanlaşması mümkün değildir. İnsan, insanın yurdudur şeklinde ifade ettiğimiz prensip, aslında insanın insanı kurban etmeyeceğinin bir başka ifadesidir…

"KHK hukuksuzluğuna maruz kalmak zulümdür!"



Özgür-Der yayınladığı basın açıklamasında bugün çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 18 bin 632 kişinin kamudan ihraç edilmesinin yeni mağduriyetler ve hukuksuzluklar yaratacağını belirtti.
Özçekim ölümleri bize ne söylüyor?

Özçekim ölümleri bize ne söylüyor?



Dünyanın dört bir yanından gelen özçekim esnasında yaşanan ölümlere ilişkin haberleri konu edindiği bugünkü yazısında Fatma Barbarosoğlu, “Kullandığımız aletlerin bizi nasıl kullandığını pek dikkate almıyoruz.” uyarısında bulunuyor.
Enbiya ve Rum Sureleri özelinde Şeriati’nin tarihe bakışı

Enbiya ve Rum Sureleri özelinde Şeriati’nin tarihe bakışı



Ali Şeriati, "İki Sure İki Yorum"da Kerim kitabımız yüce Kur’an’ın mesajını anlamayan, anlamak istemeyen, ona kulaklarını tıkayanların tarih boyunca hep zelil duruma düştüklerinden, kaybettiklerinden, helak olduklarından dem vuruyor. Fatih Pala yazdı.
10.000 ekmeğimizin sadece 3’ünü paylaşabildik

10.000 ekmeğimizin sadece 3’ünü paylaşabildik



2017’de dünya toplam gayri safı hasılasının yüzde 0,03’ünü ihtiyaç sahipleri ile paylaştı, yani ürettiği 10.000 ekmeğin sadece 3’ünü verebildi. Buna karşılık ürettiği her 10.000 ekmeğin 150/200 kadarını başta çöpe atarak israf etti.
Kur’an’ı teganni ile okumanın hükmü

Kur’an’ı teganni ile okumanın hükmü



Faruk Beşer, Yeni Şafak’taki yazısında Kur’an-ı Kerim’i teganni ile okumanın hükmünü tahlil etmiş.
Dinde Güncelleme Olur Mu?

Dinde Güncelleme Olur Mu?



Mehmet Alagaş kendisine "Dinde güncelleme olur mu" sorusunu cevaplıyor.
Hukuksuz Yargılamalar ve Zindandaki Müslümanlar

Hukuksuz Yargılamalar ve Zindandaki Müslümanlar



Yıllardır haksız yere tutsak edilen mazlumlara; yani en fazla mağdur edilenlere, zindanlarda devam eden 28 Şubatlara sıra ne zaman gelecek?! Evet; adilen ve acilen, YENİDEN YARGILAMA’ya sıra ne zaman gelecek?!

"Tashihe fena halde muhtaç bir karar!"



Hakan Albayrak, Karar’daki yazısında Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’a verilen cezaları değerlendirmiş.
Murat Bardakçı'dan Nurettin Yıldız yazısı

Murat Bardakçı'dan Nurettin Yıldız yazısı



Fetvadaki hükmü beğenir yahut beğenmez, benimser yahut benimsemezsiniz, o size ait bir meseledir ama konuyu, “Hangi devirde yaşıyoruz? Böyle hüküm mü olur? Bugün asansör de tartışma konusu yapılır mı?” çizgisine getirmek saçmalamaktır.
Suriye’de Yeni Çatışma Dinamikleri ve Türkiye

Suriye’de Yeni Çatışma Dinamikleri ve Türkiye



DEAŞ ile mücadelenin neredeyse sona eriyor olması, Suriye’de yeni çatışmaları tetikledi. Ülkede oluşan fiili sınırlar birçok aktör açısından tatminkar değil ve bu aktörler yeni bir güç dağılımı talep ediyor.
El Kesme Cezası Mecazi mi? İddialar hakkında bir tahlil

El Kesme Cezası Mecazi mi? İddialar hakkında bir tahlil



Bu cezanın, hırsızlık yapan kadın veya erkeğin ellerinin kesilmesi olarak hüküm konulmuş olması bazı farklı yorumlara yol açarak, bu cezanın hakiki anlamda bir el kesme değil, mecazi anlamda olduğu gibi yorumlar yapılmaktadır.
                             
Normal Görünüm